İHTİLALİN LİDERLERİ ARASINDA ANLAŞMAZLIK

İHTİLALİN LİDERLERİ ARASINDA ANLAŞMAZLIK





İhtilalin ikinci adamı olan Yarbay A. Arif, Arapmilliyetçisi ve Nasır taraftarı idi. İhtilalden birkaç ay sonra Suriye'nin başkentiŞam'da Nasır ile buluşan Arif, Irak ile Mısır'ın birleşmesi hususunda bazıprensipler üzerinde anlaşmaya varmıştı. Ordunun içinde kraliyet döneminin batıyanlısı politikasına karşı tepki duyan subayların bir kısmı milliyetçi (Nasırcı),bir kısmı da komünist ideolojiyi benimsemişti. Yavaş yavaş çarpışmaya başlayanbu iki eğilim, yeni rejimi ikiye bölmeğe itiyordu. General Kasım'ın kurduğu ilkkabinede, dördü komünist olmak üzere oniki bakan yer almıştı. Moskova'nındesteklediği Kasım'a karşı Arif taraftarları büyük tepki gösteriyorlardı. Kasım'ınkurduğu Halk Mukavemet Ordusu'nun başına, yıllarca Moskova'da eğitim görmüş olan KâmilKazancı getirilmişti.
İhtilalden bir süre sonra Kasım tarafından hazırlattırılanyeni Irak anayasasında "Irak'ın büyük Arap vatanının bir parçası olduğu"belirtildiği halde, diğer bir maddesinde "Araplar ve Kürtler, Irak'ın müştereksahipleri" olarak gösterildi. Kraliyet döneminde Türklerden anayasa'da bahsedilmiş,ancak fiiliyatta Türklere hiç bir hak verilmemişti. Halbuki yeni rejimin anayasasında,bu sefer Türklerden hiç söz edilmedi. Bu durum Türklerin şiddetli tepkisine yol açtı.İster Nasırcılar, ister komünistler tarafından olsun Türklere hiç bir hakkın tanınmayacağıanlaşıldı. Yukarıda işaret edilen anayasadaki çelişkili maddeler bir yandan Nasırcılarınbaskısını, diğer yandan ileride bir Kürt devleti kurmak isteyen eğilimin rolünü göstermekteidi. İhtilalin üçüncü ayı dolmuştu ki, Arif'in tutuklanması ve milliyetçi Nasırcılarıntasfiye edilmesi, iktidar koltuğunda Kasım'ı rakipsiz kıldı.

Nasırcıların tasfiyeedilmesi, komünistlerle milliyetçilerin çarpışmalarına yol açtı. Askeribirliklerin müdahalesi ile Bağdat'ta bine yakın kişi tutuklandı. Böylece BirleşikArap Cumhuriyeti (Mısır ve Suriye) ile Irak'ın birleşmesini isteyen Arif yanlılarınınumutları suya düştü. Komünistlerin desteklediği Kasım, Sovyetler Birliği ile ilişkileriniarttırmağa başladı. Ordu Rus silahları ile donatıldı. Kısa süre içinde Rusya'dan742 doktor, 1053 tarım mühendisi, 143 petrol uzmanı, 705 öğretmen ve çok sayıdaaskeri uzman Irak'a geldi. Birçok vatandaş sebepsiz yere, Halk Mukavemet Ordusu tarafındantutuklanarak sorguya çekildi ve işkence gördü. Milis kuvvetleri istedikleri evi bastıve bazı kişileri öldürdü.
Irak'ın kuzeyinde, Kürtlerin hareketleri ve özerklik istekleri, artık açıklıkkazandı. Kraliyet rejiminin yıkılarak, yerine sosyalist rejim gelince, Kürtler, Kasım'ınana tarafından Kürt oluşunu da fırsat bilerek, amaçlarına ulaşmak için, her yoludenemek istiyorlardı.

Bu arada Kerkük'teTürkleri kuşkulandıran ve tedirgin eden bir takım olaylar meydana geldi. Türk bölgelerindekomünizm ve Kürdistan tehlikesi başgöstermeğe başladı. Açıktan açığa Türklerehakaret ediliyor ve "Türklere hayat hakkı yoktur" deniliyordu. Irak'ın heryanında varlıklı kimseler hakarete uğruyorlardı. Ancak Kerkük'te Türkler arasındabuna benzer hiç bir gelişmenin olmaması, komünistleri sinirlendiriyordu. Köylülerarazi sahiplerinden şikâyet etmiyor, fakirler zenginlere kardeş gözü ile bakıyordu.Böylece komünistlerin yarattığı servet düşmanlığı akımı, Türk bölgelerindebaşarıya ulaşamamıştı.
Krallık döneminde yurt dışına kaçan bütün siyasi suçlular, yeni rejim tarafındanaffedilmiş ve yurda dönmeleri için çağrıda bulunulmuştu. Bunlardan yararlanan MollaMustafa Barzani, onbir yıl sürgün kaldığı Moskova'dan Irak'a döndü ve Bağdat'tatantanalı bir şekilde karşılandı. Barzani'nin Irak'a dönüşü, Kürtleri büyük ölçüdecesaretlendirdi. Kürtler,petrol yatakları ile zengin Kerkük'ü kendi bölgeleri arasınakatmayı planlamağa başladılar. Hayallerindeki devlete ekonomik kaynak için, zenginBabagurgur petrol yataklarının yer aldığı Kerkük bölgesini hedef olarak seçtiler.Ancak bu planın karşısında büyük bir engel vardı. Bu da Kerkük'ün tamamiyle Türkşehri olması idi. O tarihlerde Kerkük'te çok az sayıda Kürt nüfusu vardı.

22 Ekim 1958'deSüleymaniye'ye gitmek üzere Kerkük Askerî Havaalanına inen Mustafa Barzanî, Kerkük'eorganize biçimde gelen Kürt gruplarının tezahüratı ile karşılandı. Daha sonra Süleymaniye'yegeçen Barzanî, orada yaptığı iki günlük ziyareti sırasında Kürt ağalarıyla görüştü.24 Ekim'de Barzanî, peşine taktığı yüzlerce komünist görüşe sahip Kürtlebirlikte Kerkük'e döndü. SilahlıKürt gruplarının Kerkük'e gelmesi, şehirdetansiyonu yükseltti. Türklere karşı çeşitli sloganlar atan bu gruplar, taşkınlığıhergeçen dakika biraz daha arttırdılar. Daha o akşam Türk gençlerinin oturduğu YıldızKahvesine saldırıda bulundular ve bazı sürtüşmeler meydana geldi. İkinci günü komünistnümayişçiler, saldırılarına daha bir yoğunluk kazandırdılar.Alışveriş yerleriyağmalandı ve Türklere ait evler sadırıya uğradı. Haklı olarak kendilerinisavunmaya başlayan Türklerle Komünistler arasında yer yer çatışmalar oldu. İşinilgi çeken bir diğer yanı, komünist subayların tahriki ile ordu birliklerinin de, komünistlerleKürtlerin tarafını tutması ve Türk halkına yapılan saldırılara katılmış olmasıidi.

Kamyonlarla Süleymaniye'dengelen yüz binlerce silahlı Kürt, ellerinde Kasım ile Barzani'nin posterleri ve Kürtçepankartlar olduğu halde, Türklerin aleyhine sloganlar atarak, Kerkük'te gövde gösterisiyapmağa devam ettiler. Şehrin Türk halkına karşı Kürtler, "Buraları terkedingidin, Kerkük Kürtlerindir" şeklindeki sloganlarla olayları büyüttüler. Türkleritahrik etmek için, Atatürk ve diğer Türk büyüklerine ait resimleri yırttılar.Bunun üzerine Türkler ile Kürtler arasında ilk büyük çatışma meydana geldi. Bu sıralardaKerkük Garnizon Komutanı olan Hidayet Arslan, olayların büyümesini önlemek için büyükçaba harcıyordu. Barzanî, tekrar Kerkük askeri havaalanından Bağdat'a hareketedecekti.

Barzanî'ninresmi bir sıfatı olmadığı halde, uğurlamada bulunan Kerkük Garnizon KomutanıHidayet Arslan'ın Türklere karşı girişilen saldırılardan dolayı, duyduğu üzüntüleredayanamayarak, kalp krizi sonucu ölümü, Türk halkının galeyana gelmesine yol açtı.Bu arada Barzanî Bağdat'a hareket ederek, Kerkük'ten ayrıldı. Ertesi gün yani 25Ekim 1958'de, olayların büyümesi üzerine, Kerkük'teki 2.nci Tümen Komutanı GeneralNazım Tabakçalı bir bildiri yayınlayarak, halkın tahriklere kapılmaması ve sükûnetinikorumasını istedi. Aynı gün Hidayet Arslan'ın cenazesine binlerce kişi katıldı.Cenaze dönüşü halk, 2.nci Tümen Komutanlığı'nın önüne kadar yürüyerek, Irak Türklerininsevilen lideri Ata Hayrullah'ın dirayeti ve uyarıları sayesinde olay çıkarmadan, büyükbir olgunluk ve vekar içinde dağıldı.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 115895 ziyaretçi (242883 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol