Aslen Kıpçak Türkleri'nden olup, Irak Selçuklu sultanı Mesud zamanında bu devlette vazife alarak, kudreti sayesinde idare kademelerinde derece derece yükselen Şemsüddin İl Deniz, Azerbaycan umumî vâlisi iken, Gürcü ve Abhaza saldırılarına karşı koruduğu, hattâ Erivan ve Şirvân havalisini de Selçuklular'a bağladığı bu bölgeyi, 1146'dan itibaren müstakilen idareye başlamış ve bir sülâle kurmuştur. Sultan Tuğrul II'nin dul kalan zevcesi ile evlenerek Selçuklu âilesine girmiş olan İl Deniz'in merkezi Tebriz şehri idi.
Nahçıvan ve Gence de buraya bağlı idi. Sultan Arslan-şah zamanında "atabek-i a'zam" diye anılan İl Deniz'in iki oğlundan Cihân Pehlivan devletin "baş-hâcip"i, Kızıl Arslan Osman da ordu bakanı olmuşlardı. İl Deniz'in ölümü (1175)'nden sonra, Cihân Pehlivan yalnız Azerbaycan'ın değil, bütün Irak Selçuklu sultanlığının en kudretli adamı hâline geldi. "Hâkan-ı Acem" ünvanını taşıyordu.
60-70 kadar "bende"si bütün memleketi kontrolleri altında tutuyorlardı. Daha sonra kardeşi Osman da bir aralık kendini "Irak Sultanı" ilân etmişti (1191). Bunun oğlu Ebû Bekir 1200'e doğru Hemedan'a, hattâ Isfahan'a kadar nüfuzunu genişletmişti. Fakat 1211'de Azerbaycan Atabeyi Özbek Harezmşahlar'a bağlanmak zorunda kaldı ve Celâleddin Harezmşah'ın Tebriz'i zapt etmesi ile (1225) atabeylik sona erdi, arkasından memleket Moğollar tarafından istilâ edildi.