Babür İmparatorluğunda Bilim,Kültür ve Sanat

TİMUR İMPARATORLUGU-GERİ DÖN
Babür İmparatorluğunda Bilim,Kültür ve Sanat
 

       Kendi adıyla anılan imparatorluğun kurucusu, büyük kumandan devlet adamı veteşkilatçı olan Babür, aynı zamanda büyük bir edip, şair, alim idi. Bilim ve sanatadamlarını koruyor, teşvik ediyordu. "Eğer baban iyi kanun koymuşsa onu muhafazaet, yürürlükte tut, eğer bu kanun fena ise, ihtiyacı karşılamaz duruma gelmişse,yenisini yap" ilkesinden hareket ederek, yararlı kanun ve müesseselere işlerlikkazandırıyor, bunları geliştiriyor, modası geçmiş, yetersiz kalmış olanlarınıyürürlükten kaldırıyordu.

        Babürİmparatorluğu'nda ekonomik hayat tarıma dayanıyordu. Sebzecilik, tütüncülük,afyonculuk yaygındı. En çok pamuk üretilirdi ve dokumacılık ileriydi. Yün, pamuk veipekli kumaşlar, elle yapılan eşyalar Avrupalılara satılır, dışarıdan çok azşey alınırdı. Çünkü ülke, o zamanki nüfusuna yeterli bir ekonomiye sahipti.Bununla beraber, yağmursuz geçen yıllarda büyük kıtlıklar olurdu.

       Babürİmparatorluğu'nda büyük şair, edip ve tarihçiler yetişmiştir. Mimarlık çokyüksek bir seviyeye çıkmış, bütün Hindistan çok güzel eserlerle adetadoldurulmuştur.
Hindistan'daki bu Türk İmparatorluğu'nu yöneten hükümdarların en büyük hata veyakusuru, devletin geleceğini düşünerek, çok nüfuslu bu ülkede Türk nüfusuçoğaltmamak olmuştur. Mevcut Türkler azınlıkta kalıyor, onlar da orduda ve devletişlerinde görev alıyorlardı. Bunun sonucu olarak, Babür zamanında Türkçe olankonuşma ve yazı dili Babür'den sonra yavaş yavaş bırakılmış, onun yerini Farsça,daha sonra Urduca almıştır. Urduca (Orduca), çoğunluğu Türklerden oluşanaskerlerin, yerlilerle anlaşmak için kullandığı karma bir dil olarak gelişti.Türkçe, Farsça ve değişik Hindu lehçelerinden alınan kelimelerle meydana gelen budil, bu gün Pakistanlıların resmi dilidir ve Hindistan'ın büyük bir bölümünde dekonuşulmaktadır.

       Hindistan'da dinihayat çanlıydı. Müslümanlık yerliler arasında yayılmıştı. Yalnız Delhi'debinden fazla medrese vardı. Türkistan'dan gelen tasavvuf hareketi Hindistan'ı daetkilemiş ve burada Çişti, Nakşibendî, Kadirî, Sühreverdî, Şettarî tarikatlarıyaygın hale gelmişti.

       Fakat, Hindistan'da enileri giden kültür ve sanat kolları, mimarlık ve edebiyat olmuştur. Bütündünyanın hayranlığını kazanan Tac Mahal, Hindistan'daki Türk mimarlığının,mimarideki zevk, incelik ve ustalığın sembolü olmuştur. Çağatay edebiyatının engüzel örneklerinden biri sayılan eseri de, bu imparatorluğun kurucusu olan BabürŞah'ın yazdığı Vekayi (Babürname) ile, baş mimarı İstanbullu Mehmed İsa Efendiolan Tac Mahal'i ayrı başlıklarla tanıtacağız.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 115890 ziyaretçi (242877 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol