TÜRKMENELİ HABERLERİ

TÜRKMENELİ HABERLERİ
SANDIKTA HAZİN SON...    
Cumartesi, 07 Şubat 2009

turkmeneliMahalli seçimlere büyük umut bağlayan Irak Türkleri, sandıktan umduğunu bulamadı. Türkmenler kesin gözü ile baktıkları birçok yerde hayal kırıklığına uğradı. Türkmenler başta, Selahattin (Tikrit) ve...

Diyala`da başarısız kalırken, batı ile güney illerde varlık gösteremedi.

irak_secim_31oc09
Irak Türkleri sandıkta hüsrana uğradı


Türkmenler, Irak Türkmen Cephesi olarak girdikleri seçimlerde Selahattin`de (Tikrit) yüzde 4,8 oy oranı ile 6. olurken, Musul (Ninova) `da ise yüzde 2,8`lik oranla dördüncü sırada yer alabildi. Seçime girdiği diğer bölgelerde ise yok denecek kadar az oy aldı.

Açıklanan sonuçlara göre Irak`taki mahalli seçimlerde Şii Irak İslam Yüksek Konseyi Lideri Abdülaziz El Hekim`in grubu Mihrap Şehitleri Basra`da ikinci oldu. Musul`da ise Kürt karşıtı Sünni Arap El Hadba ittifakı oyların yüzde 48,4`ünü alarak birinci oldu.

Sünniler ise ülke genelinde oy oranı ile ikinci parti durumunda. Ninova Kardeşliği listesi ile Musul`da Kürtler ise yüzde 25,5 ile ikinci parti oldu. Kürt İttifakı ise Hıristiyanlar ile ittifak kurdukları Musul ile Diyala bölgelerinde ikinci sırada kalarak ülke genelinde üçüncü sırada kaldı.

Eski Başbakan İyad Allavi`nin Irak Listesi Partisi ise yalnızca bir eyalette ancak ikinci olabildi. Şii lider Mukteda Sadr`ın desteklediği grup da Bağdat`ta yüzde 9 oy aldı.

Seçimlere giren önemli listeler ve liderleri:

Hukuk Devleti - Nuri El Maliki
Mihrap Şehidi Listesi– Abdulaziz El hekim
Hürler Grubu – Sadr grubu
Fazilet Partisi – Yakubi grubu
Reformcu Akım– İbrahim Caferi
Uzlaşma Cephesi– Adnan Duleymi, Tarık El Haşimi
Irak Ulusal Projesi Grubu – Salih Mutlak
El Irakiyye– İyad Allavi
Bağdat`ta (57 sandalye) son durum:

Irak`ın başkenti Bağdat`ta da Başbakan Nuri Maliki`nin oyları önde. Sadr grubu % 9 oy alırken, İslamcı Sünni Partilerin ortak listesi olan Irak Uzlaşam Cephesi`nin oyu da %9 civarında. Salih Mutlak liderliğindeki laik Sünni Arapların listesi olan Irak Ulusal Projesi Grubu ise % 6.9 oranında oy aldı:

Hukuk Devleti % 38
Hürler Grubu % 9
Uzlaşma Cephesi % 9
El Irakiye% 8.6
Irak Ulusal Projesi Grubu % 6.9
Mihrap Şehidi % 5.4
Reformcu Akım % 4.3
Misal Alusi% 1.3
Fazilet Partisi % 1.3
Siviller % 1.2
Ulusal Reform Hareketi% 1.1

Basra`da (35 sandalye) son durum:

Irak`ın önemli petrol kenti Basra`da ise Başbakan Nuri Maliki`nin liderliğini yaptığı Hukuk Devleti listesi birinci sırada. Kentte güçlü olan Fazilet Partisi`nin artık zayıfladığı gözükürken, El Hekim`in oylarını artırarak ikinci sıraya yerleştiği gözüküyor. Hürler Grubu listesiyle seçimlere giren Sadr grubu ise Basra`da % 5 oy aldı.

Hukuk Devleti % 37
Mihrap Şehidi % 11.6
Aladet ve Birlik Oluşumu% 5.5
Hürler Grubu % 5
Irak İslam Partisi% 3.8
Fazilet Partisi % 3.2
El Irakiyye% 3.2
Reformcu Akım % 2.5
Irak`ın Geleceği Grubu % 1.8
Adalet Örgütü%1.6
Neyneva`da (Musul) -37 sandalye- son durum:

Irak`ın önemli petrol kentlerinden Musul`da Arap Aşiretlerinin oluşturduğu El Hadba listesi % 48.4`lük oy oranıyla birinci oldu.

Sünni Arap Aşiretlerinden sonar kentte ikinci en fazla oy alan grup Kürtler. Neyneva Kardeşlik listesi ile yerel seçimlere giren KÜrtler, % 25.5 oy alabildi.

Musul`daki yerel seçimlerde üçüncü sırada % 6.7 oy oranıyla Irak İslam Partisi geliyor. Onu % 2.8 ile Irak Türkmen Cephesi izliyor.

Abdulaziz El Hekim lideri olduğu Mihrap Şehidi listesi ise Musul`da % 2.2`lik bir oy oranına sahip. Iraklılar listesinin ise oy oranı % 1.1.

El Hadba % 48.4
Neyneva Kardeşlik % 25.5
İslam Partisi % 6.7
Türkmen Cephesi % 2.8
Irak Oluşumu % 2.2
Mihrap Şehidi % 2
El Irakiyye % 1.8

Enbar`da (29 sandalye) son durum:

Irak Ulusal Projesi Grubu % 17.6
Irak Uyanış Konseyleri ve Ulusal Bağımsızlar % .1
Kalkınma için Aydın ve Aşiret İttifakı% 15.9
Ulusal Kalkınma ve Reform Hareketi% 7.8
El Irakiye% 6.6

Babil`de (30 sandalye) son durum:

Hukuk Devleti % 12.5
Mihrap Şehidi % 8.2
Hürler Grubu % 6.2
Reformcu Akım % 4.4
Sivil Toplum Örgütleri Kurumu% 4.2
El Ensar Grubu % 3.4
El Irakiyye % 3.4
Ulusal Birlik% 3
Siviller % 2ç3
Irak Uzlaşma Cephesi % 2.3
Irak Anayasa Partisi% 2.1
Meysan`da (27 sandalye) son durum:
Hukuk Devleti % 17.7
Hürler Grubu % 15.2
Mihrap Şehidi % 14.6
Reformcu Akım % 8.7
Fazilet Partisi % 3.2
Ilımlılar Cephesi % 2.5
Irak Anayasal Partisi % 2.5
El Irakiye % 2.3
Irak Hizbullahı% 2.3
Profesyoneller % 2.3
Meysan yeteneklileri % 2.3
Bağımsız Irak Evlatları% 2.2
Adalet% 1.8

Vasıt`ta (28 sandalye) son durum:

Hukuk Devleti % 15.3
Mihrap Şehidi % 10
Hürler Grubu % 6
El Irakiye % 4.6
Irak Anayasal Partisi % 3
Reformcu Akım % 3
Bağımsızlar % 3
Fazilet Partisi % 2
Rıdvan Biyatı % 2
Yapıcı ve Şeffaf Parti% 2.2
Komunist Parti
El Vela Partisi % 1.5
Reform için Gelenler % 1.4
Devlet Partisi% 1.6
Sivil Toplum Örgütleri Kurumu % 1.7
Temiz Eller Partisi % 2.1
Önce Irak % 1.8
Öğretmen % 1.3
Irak`ın Geleceği Partisi % 1.2
İslami Davet Hareketi% 1
Demokratik Ortayol% 1
Irak Ulusal Kongresi% 1

Diyala`da (29 Sandalye) son durum:

Uzlaşma Cephesi % 21.1
Kürdistan İttifakı% 17.2
Irak Ulusal Projesi Grubu % 3
Irak Ulusal Listesi% 9.5
Hukuk Devleti % 6

Salahaddin`de (28 Sandalye) son durum:

Uzlaşma Cephesi % 14.5
El Irakiye % 12.9
Irak Ulusal Projesi Grubu % 8.7
Irak Ulusal Projesi Cephesi % 7.5
Irak Türkmen Cephesi % 4.8
Barışçıl yaşam ve kardeşlik listesi % 4.5
Hukuk Devleti % 3.5
Mihrap Şehidi % 2.9

Necef`te (28 sandalye) son durum:

Hukuk Devleti % 16.2
Mihrap Şehidi % 14.8
Hürler Akımı % 12.2
Necef`e Vefa% 8.3
El Irakiye % 1.8

Kerbela`da (27 sandalye) son durum:

General Yusuf Muhammed El Habubi% 13.3
Rafidin Ümidi % 8.8
Hukuk Devleti % 8.5
Hürler Akımı % 6.8
Mihrap Şehidi % 6.4
El Irakiye % 1.8

Musenna`da (26 sandalye) son durum:

Hukuk Devleti % 10.9
Mihrap Şehidi % 9.3
El Cumhur % 7.1
Reformcu Akım % 6.3
El Irakiye % 3.5

Kadısiyye`de (28 sandalye) son durum:

Hukuk Devleti % 23.1
Mihrap Şehidi % 11.7
Hürler Akımı % 8.2
El Irakiye % 8

Zi Kar`da (31 sandalye) son durum:

Hukuk Devleti % 23.1
Hürler Akımı % 14.1
Mihrap Şehidi % 11.1
Reformcu Akım % 7.6
El Irakiye % 2.8
KERKÜK TÜRKMENDİR, TAVİZ VERMEYİZ    
Pazartesi, 02 Şubat 2009

ASAM: Sayın Muratlı izin verirseniz öncelikle Irak'ın genel durumuna ilişkin bir

ahmet_muratli
Ahmet Muratlı

değerlendirmeyle başlamanızı rica edeceğiz. Yaklaşık olarak son bir yıldır Irak'taki güvenlik durumunda iyileşme görülüyor. Rakamsal olarak baktığımızda da koalisyon güçlerine yönelik saldırılarda düşüş söz konusu. Bunun nedenleri nedir, kalıcı mıdır, ABD'nin çekilme planı bu durumu etkiler mi? Siz Irak'ın genel güvenlik durumunu nasıl görüyorsunuz?


AHMET MURATLI: Bildiğiniz gibi geçen Aralık ayında, 2008 yılı sonunda Irak'a bir ziyarette bulundum. Gözlemlediğim kadarıyla nispi olarak bir güvenlik iyileşmesi dış basında dile getiriliyor, bu durumdan Irak'ın içinde de bahsediliyor fakat bu güvenlik konusunda iyileşmenin olduğuna dair görüşlerin kıstasının ne olduğu, neye veya hangi ülkeye göre güvenli olup olmadığı konusu net değildir. Bu bakımdan Irak'ta hala çok endişe verici bir ortam bulunmaktadır. Irak'ta meydana gelen olayların üzerinde bir sis perdesi bulunmaktadır. Bunu herkes görebilir. Devlet meydana gelen birçok olayı gündeme yansıtmıyor, münferit hadiseler üzerinde durulmuyor. Biz bunları bizzat yaşadık. Kerkük'te hemen hemen her gün bombalar patlıyor fakat çok fazla can kaybı olmuyor. Geçmiş dönemde çok kanlı geçen günlerle kıyaslandığında, bir iyileşme söz konusu diyebilirim. Bu konuda özellikle Iraklıların çabaları çok büyük tür. Dağılan bir Irak'ın yeniden toparlanmasının zaman alacağı aşikârdır. Çünkü gerek polis güçlerinin gerekse ordunun yeniden kurulması biraz zaman alacağa benziyor. Bu güçler geliştikçe bölgeler Iraklılara teslim edilecek. Bildiğiniz gibi Irak'taki şehirler yavaş yavaş Iraklılara devrediliyor. Kerkük bunlardan bir tanesidir. Kerkük'ün bu günlerde Irak yetkililerine teslim edilmesi konusunda tartışmaların başladığı görülmektedir. Kerkük bilindiği gibi en hassas bölgedir. Görebildiğim kadarıyla Iraklılar bu duruma tam olarak hazır değildir. Hala çok büyük sorunlar bulunmaktadır ve yılların getirmiş olduğu iç çatışmaların yeniden alevlenmesi mümkündür. Kerkük konusundaki endişemiz iki gurubun Kerkük petrolleri konusunda bir kavgaya tutuşmasıdır. Bu konu hala gündemdedir ve sıcaklığını korumaktadır.

ASAM: Son dönemde gündemde olan Irak Güvenlik Anlaşması ve ABD'nin 2011 yılına kadar tamam-lanmasını öngördüğü geri çekilme sürecine siz nasıl yaklaşıyorsunuz? Türkmenlerin bu konuya bakış açısı nedir? İkinci bir konu ise, bildiğiniz gibi bu anlaşmaya ilk önce Kürt gruplar destek vermişlerdi, hatta "gerekirse bütün askerlerinizi kuzeye getirin, burada üs bile kurabilirsiniz" gibi açıklamalarla ABD askerlerini kuzeye davet ettiler. Kürt gruplarının bu anlaşma konusunda bu kadar istekli olmalarının gerekçesi ne olabilir? Bunun yanında ABD'nin geri çekilme planı Irak'taki mezhepsel ve etnik gruplar arasındaki dengeleri ne yönde etkileyebilir? Genel olarak güvenlik anlaşması hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

AHMET MURATLI: Güvenlik görüşmeleri esnasında yetkili mercilerimizin Bağdat'ta dile getirmiş olduğu görüşler vardır. İlk planda ABD'nin Irak'tan çekilme sürecinin bir takvime bağlanması gerektiğini ifade ettik. Ancak, bu yapılırken bazı hususlara dikkat çekilmesi gerektiğini belirttik. Bu hususlardan bir tanesi Kerkük'ün güvenliğini ve diğer Türkmen bölgelerinin güvenliğini kimin sağlayacağı konusudur. Bildiğiniz gibi Kerkük'te 2003 yılından sonra oluşturulan ulusal ordu içinde mezhepsel ve etnik gurupların gücü ile doğru orantılı bir paylaşımın olduğunu gördük. Bu, birtakım güçlerin bu noktada savunma bakanlığı, genelkurmay başkanlığı hâkim olmaya çalıştığı anlamına gelir. Bu durum rahatsızlık vermiştir. Bildiğiniz gibi, Irak'ın güvenliği konusunda zaman zaman bazı bölgelerin korunması için El Sahve (uyanış) denilen gruplar kuruldu. Bizim bu konudaki görüşümüz, belli bir süre daha Irak'ta kalabilir ama çekilme programı Irak Ulusal Meclisinden mutlaka geçmelidir. Bunu Irak halkı ve Irak Ulusal Meclisi karara bağlamalıdır. Irak anayasası ve güvenlik güçleri ülkeyi yönetebilecek duruma geldiğinde ABD'nin Irak'tan tamamen çekilmesini arzu ediyoruz. Bu genel görüşümüzdür. Bölgemizdeki güvenliğin hala belli milis güçleri tarafından sağlanması Türkmenleri rahatsız etmektedir. Bunun yanında Irak'ta cereyan eden hadiselere baktığımızda, özellikle 22 Temmuz 2008 tarihinde Ulusal Meclis'te çıkan kararlara dikkat çekmek istiyorum. Çünkü Irak Ulusal Meclisi'nde bu tarihte gerek güvenlik konusunda, gerekse Kerkük konusunda bir ulusal duruş meydana gelmiştir. Bunun akabindedir ki, ABD'nin Irak'ta kalıp kalmayacağı konusu hummalı bir şekilde tartışılmıştır. Irak'ın kuzeyine gelecek olursak, Irak'ın kuzeyi hala Irak'ın bir parçasıdır. Bu konuda kararı Irak halkı ve Irak Ulusal Meclisi verir. Hatta gerekiyorsa bir referandum kararı alınır ve Irak halkı ne diyorsa biz de ona uyarız.

ASAM: Son dönemde merkezi hükümetle Kuzey Irak yönetimi arasında ortaya çıkan bir anlaşmazlık var. Merkezi hükümetin kuzey sınırını ve kuzey bölgeleri merkezi ordunun kontrol etmesi, güvenliği sağlaması, onun dışında sınır vergilerinin merkezi hükümet tarafından toplanması konusunda talepleri var. Fakat Kuzey Irak yönetimi buna şiddetle karşı çıkıyor. Aradaki bu anlaşmazlık büyüyerek bir krize neden olabilir mi? Bu duruma sizin yaklaşımınız nasıldır?

AHMET MURATLI: Şu an yürürlükte olan anayasanın maddeleri bulunmaktadır. Eğer Irak çok partili federal bir yapı ise, o kurallara her tarafın uyması gerektiğini düşünüyoruz. Federal bir devlet dahi olsa, bunun bir federal hükümeti olur meclisi olur ve bu meclisten birçok kararlar çıkar. Ancak burada kuzey yönetimi, eskiden yakalamış olduğu de-fakto durumu hala sürdürmek istemektedir. Bununla da kalmayarak bu durumu bir oldubittiye getirerek Irak'a kabul ettirmeye çalışıyor. Kuzeyde bulunan de-fakto bölgenin sınırları 1991'de çizilmiştir. Yeşil hat olarak adlandırılan bu hat ile sınırlar belirlendi. 2003 yılında ABD'nin işgalinden sonra ise, o bölgede korkunç bir güvenlik boşluğu meydana geldi. Merkezi hükümet ve ulusal güvenlik güçlerinin olmayışından dolayı merkezde olan geçici yönetim, birçok bölgenin yönetimini kuzey yönetimine yani peşmergelere devretti. Bağdat'ta gerek ulusal meclis, gerekse merkezi hükümet bu de-fakto durumu ortadan kaldırabilmek için güvenlik güçlerinin sayısı ve niteliği arttıkça peşmergelere bırakılan bu alanların güvenliğini geri almak istiyor. Çünkü şu anda kuzey yönetiminin hukuksal statüsü Saddam döneminde yapılan anlaşmadır. Bu yüzden bir tartışmalı alan olmuştur. Burada çok geniş bir alanı kendi bölgelerine katmışlardı. Şimdi o bölgelerden geri çekilmeler başladı. Bu bölgeler içinde Diyale bölgesinin ulusal orduya terk edilmesi ve Musul dâhil diğer bölgelerden de geri çekilmesi yönünde tartışmalar sürmektedir. Burada çe-kilmeler başlamıştır. Tabi bu bölgelerin arasına Kerkük de girmektedir. Hala o boşluktan yararlanarak Kerkük'teki hâkim güç ABD'nin yanında peşmerge güçleridir. Bunun da ulusal orduya bırakılması söz konusudur. Türkmenler ve Arapların talepleri de bu yöndedir. Bunun yanında sınır kapıları konusu bu-lunmaktadır. Aynı durumda güvenlik nedeniyle İran ile olan sınır kapılarından 5 kapının 3'ü kuzey yönetiminin elindeydi. Şu an 2'si kalmıştır. Bunun yanında en büyük ihtilaf bayrak konusuydu. Eğer Irak'ın bir bayrağı varsa geçici olarak herkesin ittifak ettiği mevcut bir bayrak bulunmaktadır.

ASAM: Bu bayrak Kuzeyde de kullanılıyor mu?

AHMET MURATLI: Evet, kullanılıyor. Kuzey yönetiminin başkanı olan yetkili bütün toplantılarını bölgesinin bayrağı altında yapmıştı. Bu durum Irak halkında infiale yol açtı, ulusal mecliste çok tartışıldı. Bildiğiniz gibi bir başka sorun sınır konularıdır. Vilayetler arasındaki hududun hangi yönetime tabii olacağı konusunda tartışmalar oldu. Elbette ki, tüm bunlar Irak halkı tarafından şiddetle eleştirildi. Bu noktada kuzey yönetiminin birtakım geri adımlar attığını görebildik. Ayrıca merkezi hükümet petrol gelirleri ile ilgi i tüm anlaşmaların merkezden onaylanarak tek elden geçmesini istiyor. Hala bu konu hakkında bir anlaşma sağlanabilmiş değildir.

En önemli konulardan bir diğeri ise, bildiğiniz gibi Irak bütçesinden eski kayıtlara göre kuzey yönetimi bütçeden bir miktar para alıyordu. Bu tartışma konusudur. Bu yüzden 31 Ocak'ta yapılan seçimlerde Dohuk, Süleymaniye, Erbil bunlara dâhil edilmedi. Üstüne bir de Kerkük ihtilafı eklenince, bu dört vilayette yerel seçimler ertelendi. Kuzeydeki nüfus ve seçmen sayıları belirlenene kadar... Ulusal meclisin vermiş olduğu karara göre Kerkük'teki hakikatlerin, kayıtların araştırılıp ortaya konulması için bir heyet kuruldu. Bunu için gayrimenkullerin sahiplerinin belirlenmesi, kim Kerküklü gerçeğinin belirlenmesi, bugüne kadar zarar gören insanlara tazminatın verilmesi, Türkmenlerin hakları gibi konuların hepsi dile getirildi. Bunlar şu an araştırılma safhasındadır ve bu konuda çalışmalarımız sürmektedir.


ASAM: Sizin anlattıklarınızdan yola çıkarak son zamanlarda meydana gelen gelişmelerde Türkmenler açısından olumlu bir süreç algıladım. Bu doğru mudur?

AHMET MURATLI: Tabii, bakın Türkmenler o günkü şartlar altında sadece ortada silahlı milis güç olarak bulunuyordu, fakat hak sahipleri bu haklarından vazgeçmeyip sürekli gerek uluslararası arenada gerek yurtiçi ve bölgesel platformlarda haklarını arayarak kendi girişimlerini yaptı ve bu bölgede ne kadar haksızlık olduğunu ortaya koydu. Bu yüzden Irak içinde Türkmenlerin durumu belli bir konuma geldi. Türkmenlerin geçen süreç içinde bırakın haklarının verilmesi, mevcut hakları bile göz ardı edildi. Biz ilk planda zaten mevcut olan haklarımızı alıp, daha sonra anayasal süreçte haklarımızı almak istiyoruz. Bunların hepsi 12 Aralık tarihinde Irak Cumhurbaşkanı Sayın Celal Talabani ile Irak Türkmen Cephesi liderinin karşılıklı Kerkük'te oturup bunları dile getirmesinden sonra yapıldığını belirttik. Orada aynı istekler Sayın Cumhurbaşkanına iletildi. Buradaki taleplerimiz ilk olarak; haksız yere hapse atılan Türkmen gençlerinin serbest bırakılması, 28 Temmuz 2008'de Kerkük'te bir infial sonucu peşmergelerin ve bazı Kürt grupların Türkmen Cephesi binalarına saldırısının tazminatlarının ödenmesi, anayasal haklarımızın önünün açılması, Kerkük'teki gayrimenkul-lerimizin iadesi gibi konular tartışıldı. Bu bir diyalogun başladığını gösterir. Gasp edilen haklarımızın kabul edilip Türkmenlere geri verilmesi konusunda girişimlerin yapıldığını görüyoruz. Bir de bildiğiniz gibi Kerkük sorunu 2005'ten sonra Irak'ta oluşan siyasi süreçten merkezi hükümet seçim sonuçlarına göre değil, uzlaşı sonucu bir hükümetin kurulduğunu, meclisteki güçlere göre meclis başkanlığı cumhurbaşkanlığı gibi paylaşımların olduğunu görüyoruz. Kerkük'teki yerel mecliste biz maalesef bunları göremedik. Kuzey yönetimi buradaki süreci oldubittiye getirmeye çalıştı ve bu noktalara geldik. Dünya yapılan bu haksızlığı gördü, kendileri de görmüş olacak ki, bu işin Türkmenlerin de Irak'ta 3. topluluk olarak çok güçlü bir varlık olduklarının kabulü yönünde gelişmeler bulunmaktadır. Bizim Kerkük'ün bir Irak şehri olarak kalması ve haksızlıkların ortadan kaldırılıp haklarımızın iadesi yönünde taleplerimiz bulunmaktadır.

ASAM: Türkmenler olarak Kerkük'te görmek istediğiniz ideal durum nedir?

AHMET MURATLI: Bugün Kerkük'e baktığımız zaman dünyanın sayılı zengin şehirlerinden biridir. Bugün Irak şehirlerini aldıkları bütçeyle kıyaslarsanız Kerkük'e yapılan yatırımlar sıfır noktasındadır. Elli yıldır bir çivi bile çakılmamıştır. Bugün hala bu durum geçerlidir. Kuzey yönetimi 5 sene zarfında maalesef Kerkük'ü tamamen ihmal etti ve yönetimde kaldığı sürece kendi bölgelerine hizmet götürdü, çöpü dahi toplanmadı. Bu bütün Iraklılar ve dünya kamuoyu tarafından görüldü. Ve Kerkük'teki Türkmenlerin görevlere getirilmesi ve güvenliği içinde de Türkmenlerin yönetimde olması talep edildi. Bildiğiniz gibi Irak Başbakanı Sayın Maliki, Kerkük'ün güvenliğinin sağlanması için bir destek meclisi oluşturulması yönünde talebi bulunmaktadır. Kuzey yönetimi elinden güvenliğin gideceği korkusuyla buna şiddetle karşı çıkmaktadır. Ama Kerkük'teki Türkmenler, Kürtler ve Arapların böyle bir destek meclisinin varlığının elzem olduğu yönünde demeçleri var. Kerkük'ü Kerküklüler yönetsin istiyoruz. Kerkük'ü Kerküklüler daha iyi yönetir diye düşünüyoruz. Bizim hiçbir zaman Kerkük'ün bir Türkmen şehri olma özelliğinden taviz vermeyeceğimiz bir gerçektir. Bunu herkes böyle bilmeli ve böyle kabul etmelidir. Kerkük'ün tarihi Türkmen şehri olma özelliğinin değiştirilmesini, demografik ve kültürel dokusunun bozulmasını hiçbir şekilde kabul etmeyiz.

ASAM: Biraz önce nispeten olumlu gelişmelerden bahsettiniz. Türkiye'nin son aylarda Kuzey Irak yönetimi ile gelişen ilişkileri var, farklı bir sürece girdiği görülüyor. Acaba bu girişim Türkmenlerin elini zayıflatıyor mu yoksa güçlendiriyor mu? Türkiye'nin size göre bu noktada dikkat etmesi gereken konular var mı ve gelişen ilişkilere siz nasıl bakıyorsunuz?

AHMET MURATLI:ÖncelikleTürkiyeOrtaDoğu;nun en büyük ve en güçlü devletlerinden biridir. Bizler elbette Türkiye'nin sahip olduğu deneyime sahip değiliz. Türkiye'nin uygulamış olduğu politikaları çok iyi anlamak gerekir. Bölge için kısa ve uzun vadeli neleri düşündüğünü çok iyi bilmek gerekir. Türkiye'nin Irak'la kurduğu ilişkinin geçmişten beri tek bir çizgi üzerinde yürüdüğünü biliyoruz. Gerek Saddam döneminde, gerekse sonrasında bütün gruplara söylediği sözler aynıdır, hepsi birbirini tutar. Diğer devletlerin ifadeleri farklıdır. Türkiye'nin bu çizgisi takdire şayandır. Biz her zaman Iraklılar olarak, Türkmenler olarak Türkiye-Irak ilişkilerinin geliştirilmesinin faydalı olacağını dile getirmişizdir. Bütün gruplar ile yakın ilişki içerisine girmiştir. Dönem dönem kesintiye uğramış gibi görünse de, bunun Türkiye'den kaynaklandığını düşünmüyorum. Çünkü karşı tarafın topraklarını Türkiye'nin ve uluslararası camianın terör örgütü olarak kabul ettiği bir oluşuma yardım ve yataklık etmesinden dolayı arada birtakım sorunlar yaşanmıştır. Türkiye, Irak halkı Saddam döneminde katliamlara maruz kalırken kapılarını açtı, kucağını açtı. Bunlar unutulmamalıdır. Burada din ya da mezhep farkı gözetmeden Türkiye böyle bir yaklaşım sergilemiştir. Türkiye'nin arzu ettiği bir bütün Irak, demokratik bir Irak gruplar arasındaki dostluğun ve kardeşliğin pekiştiği, uluslararası camiada yerini almış bir Irak düşündüğünü, kendi kaynaklarını ve zenginliklerini de halkına yansıtabilen bir Irak'tır. Ve komşuları ile iyi ilişkiler içerisinde olmasını istemektedir. Türkiye'nin bugün, tarihi itibari ile de bütün komşuları ile aynı ilişkiler içinde olduğunu görüyoruz. Ancak burada şunu söyleyebiliriz: Türkmenlerin geçmişte olduğu gibi bugünlerde de Türkiye'den beklentileri vardır. Bizim Türkiye'den hala çok ciddi beklentilerimiz var. Irak'ın yeniden uluslararası camiada yerini alması hususunda Türkiye'ye büyük görevler düşmektedir. Özellikle de bizim bekamızın, Türkiye'nin yardımlarına bağlı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden gerek kültürel gerek ikili ilişkilerde Türkmenlerin de Irak yönetiminde yer almaları yönünde Türkiye'nin girişimleri çok önemlidir. Özellikle Türkmenlerin de, Irak vatandaşları olarak, altını çizerek söylüyorum, Irak Türkmenleri bir Irak vatandaşı olarak, Irak'ın gerek güvenlik gerekse eğitim olmak üzere bütün birimlerinde görev almaları, Irak yönetimi tarafından önlerine set çekilmemesi ve önlerinin açılması konusunda Türkiye'nin vereceği destek çok önemlidir. Hem güvenliğimiz hem de geleceğimiz konusunda Türkiye'yi sorumlu büyük bir devlet olarak görüyoruz.

ASAM: Türkmenlerin koalisyon güçleri ile ilişkileri ne seviyededir? Sizinle görüşüyorlar mı ve talepleriniz dikkate alınıyor mu?

AHMET MURATLI: Saddam yönetimi döneminde bir Irak muhalefet grubu vardı. Biz o dönemde de ABD'liler ile görüşürdük. Bizim Irak için bir öngörümüz vardı, Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda. Ancak ABD Irak'ı işgal ederken Türkmenleri ihmal etti. Fakat işin Irak safhasında gerçeklerle karşı karşıya kaldığı zaman, olayın iç yüzünü orda görebildi. Daha çağdaş, medeni demokratik yapıya en yatkın olarak Türkmenleri gördü. Türkmenlerin bir özelliği de şu oldu: ABD'liler ülkemizi işgale geldiğinde biz onlara çiçek atmadık, ama taş da atmadık. Nasıl bir Irak görmek istediğimizi kendilerine ifade ettik. Biz bu coğrafyada gruplar arasındaki dostluklara çok önem veririz. Irak etnik ya da mezhebi temelde bölünürse, böyle bir federasyon öngörüyorsanız, bu ne Irak'ı ileri götürür ne de barışa ve huzura katkıda bulunur. Tersine burası bir kaos yeri olur. Orta Doğu'nun bir çıbanbaşma döneceğini düşündük ve sonuç da öyle oldu. Biz bu topraklarda bin sene devlet kurduk ve yönettik, buraları biliyoruz. Bir kısım ABD'li bunu gördü ama iş işten geçti. Çok kan döküldü. Şimdi dikkat ederseniz farklı bir davranış içindeler. Biz hiç kimse ile ilişkilerimizi bozmadık, ABD'nin bölgede ortağı olarak kimler var, onlara da baktık. Bunun için, özellikle liderimizle birlikte bir ABD çıkarmamız vardı. Pentagon'da, Dışişleri bakanlığında yetkililerle diyaloglar kurduk. Bölgedeki güçleri ile de, gerek diplomatik gerekse askeri kanaldan nasıl bir Irak istediğimiz konusunda kendilerini bilgilendirdik.

ASAM: Son dönemde basında yer alan bazı iddialar var. PKK'nın Barzani yönetimi içerisinde görev almaya ve erimeye başladığı yönünde iddialar. Sizin bu konuda bir gözlem ya da duyumunuz var mıdır?

AHMET MURATLI: Kuzey yönetimi kendi yarattığı bu sorunu nasıl çözecek bilemiyoruz ama kendi aralarında bir gerginlik olduğunu görüyoruz. Ancak biz Iraklılar olarak bizi bağlayan unsur, Irak anayasası-dır. Bu anayasanın gereği şudur, bizim anayasamız der ki: "Irak toprakları komşu ülkelere, uluslararası alanda terörist gruplar olarak kabul edilen herhangi bir terörist grubun Irak topraklarında konuşlanması ve komşularımıza zarar vermesini kabul etmeyiz". Bu anayasa gereği kuzey yönetimine bölgemizdeki terör örgütlerini tasfiye etmesi düşer. Zor bir sorun, uzun zaman bunlara destek verdiler, maddi ve manevi yataklık sağladılar. Yol yakınken dönmeleri iyi olur ve Türkiye'nin dostluğunu kazanmalarını isteriz. Hiçbir Iraklının Türkiye'ye karşı farklı düşüncelerde olmasının, Irak'a hiçbir yarar sağlamayacağı acıktır.

ASAM: Özellikle Irak seçimleri sonrasında Türkiye'de Türkmen davasına yönelik bir ilgi azalması gözlemliyor musunuz, cevabınız evet ise yeniden canlandırı-labilmesi için neler yapılabilir? Bir de bu seçimlerde alınan başarısız sonuç Türkmen gruplar arasında nasıl değerlendirildi, bir özeleştiri süreci yaşandı mı?

AHMET MURATLI: Öncelikle Türkiye'nin Türkmen konusunda bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Bize gelirsek, Irak Türkmen Cephesi'nin 2003'ten sonra faaliyet gösterdiğini söyleyebilirim. Daha önceleri de-fakto bölge ile yurtdışında faaliyet yapardı. Ve ancak Türkmenlerin %10'u içinde hareket edebilirdi. Oysaki 2003 yılından sonra geniş bir coğrafya Türkmenlerin önünde açıldı. Bunun başında Musul ve Telafer var. Kerkük girdi araya. Türkmen Cephesi ve siyasi hareketi kendi dinamizmi içinde bunları yoğurmaya çalıştı. Gruplar arasında sadece Türkmen Cephesi'dir ki bugüne kadar 3. kurultayını yaptı. Bunu başka kimse söyleyemiyor. Kendi gördüğümüz noksanları belirlemek ve geniş katılımları sağlamak için kurultayımızı topladık. Kuzey yönetiminde 2 büyük parti var, bunların en son kurultayını kimse hatırlamaz çünkü uzun yıllar yapmamıştır. Biz günün koşullarına göre bu davaya hizmet edebilecek şahsi-Ptir,,-;,ın, önünü açmak için bu yollara başvuruyoruz. ^ugun her ne kadar Türkmen siyasi hareketi dağınık görünse de, 31 Ocak 2009'da yapılacak seçimlerde bütün Türkmen siyasi hareketleri çıkıp "Türkmen Cephesi adaylarına oy verin, tek meşru temsilcimiz bunlardır" dedi. Böyle bir tabloda hizmet etmek çok güzel bir şeydir. Türkiye'deki ilgi alanına bakarsanız,

Irak'taki değişim heyecanı yavaş yavaş oturduğuna göre bu durum devlet kurumlarına ve dolayısıyla Türk medyasına da yansıyor. Türkiye'nin genel olarak Kerkük referandumu sırasında Türkmenlere ve Irak halkına vermiş olduğu destek takdire şayandır. Kerkük Irak'ın birlik ve beraberliğinin anahtarıdır. Ve Türkiye'nin Kerkük konusunda sağladığı destek Irak'ın bütünlüğünü sağladı. Türkiye, Orta Doğu'da büyük bir devlettir. Irak halkı da bunu anlamıştır. Bölgemizde mutlak şekilde Türkiye'nin de görüşü alınmadan bir değişimin söz konusu olamayacağını artık Irak halkı da bilmektedir.

ASAM: Türkmenlerin talepleri, ihtiyaçları nedir? Önümüzdeki dönemde hangi konular Türkmenlerin gündemini oluşturacaktır?

AHMET MURATLI: Bizim genel talebimiz, Kerkük'teki haksızlıkların bir an önce ortadan kaldırılması, yerel yönetimde güç sahibi olunması ve haklarımızın önünün kesilmemesi... Ayrıca anayasada var olan haklarımızın iadesi konusunda da Türkiye'den destek bekliyoruz. Sanırım Ocak sonu Irak coğrafyasında bazı bölgelerdeki yerel yönetimlerde ciddi değişiklikler olacaktır. Tabii Türkmenler için yeni sistem içinde varlıklarını koruyabilmesi ve devam ettirmesi birinci önceliktir. Demokratik şartlarda projelerin üretiminde yetenekler ve kabiliyetler ortaya çıkacaktır. Irak'a katkı yapmaları çok önemlidir. Birikimlerimizi fiiliyata yansıtmamız gerekir. Biz bölgeyi yönetirsek, bu yönetimde önümüze ne gibi aksaklık ve sorunlar çıkabilir, bunları belirlemeliyiz. Birçok bölgede seçim sonucu işbaşına gelecek adaylarımızın başarısı bizleri yakından ilgi-lendirmektedir.

ASAM: Sayın Muratlı bize vakit ayırdığınız ve değerli yorumlarınızı paylaştığınız için
çok teşekkür ederiz.

 

 
MUSUL, DİYALA, SELAHATTİN, BAĞDAT    
Cuma, 30 Ocak 2009

turkmeneliIrak’ta yerel seçimler yarın yapılıyor. 14 vilayette yapılacak olan seçimlerde 14 bin 400 aday, 440 Belediye Meclisi üyeliği için yarışıyor. Peki, Iraklı Türkmenlerin durumu ne? Beklentiler ne yönde?...

2005 Parlamento seçimlerinden sonra Iraklılar yeniden sandık başına gidiyor. Irak’ın 18 vilayetinden 14’ünde yapılacak yerel seçimlerde 15 milyon seçmenin oy kullanma hakkı var.
 
Kerkük ve Iraklı Kürtlerin kontrolündeki 3 vilayette seçim yapılmıyor. Etnik grupların iktidar paylaşımı konusunda bir uzlaşmaya varıncaya kadar Kerkük’teki yerel seçimler ertelendi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Kerkük konusunda bir karar verilinceye kadar Kürt bölgesindeki Dohuk, Süleymaniye ve Erbil vilayetlerinde de seçim yapılmamasını kararlaştırdı.
 
Iraklı Türkmenler açısından Musul, Diyala ve Selahattin vilayetleri büyük önem taşıyor. Irak Türkmen Cephesi Kuzey Amerika Temsilcisi Asıf Serttürkmen, Türkmenlerin de yerel seçimlere hazır olduğunu kaydetti.

Ancak Türkmenlerin seçimlerin meşruluğu, güvenilirliği konusunda kaygıları da var. Seçim merkezlerine yönelik tehditlerin, saldırıların yapıldığını belirten Serttürkmen, Birleşmiş Milletlerin veya üçüncü devletlerin gözetiminde olmayan bölgelerde çıkacak sonuçlardan kaygı duyduklarını söyledi. Serttürkmen, "umarız bu seçimler adil bir şekilde yapılır" diye konuştu.

2005 seçimlerini Sünni Arapların boykot etmesi nedeniyle Iraklı Kürtler kuzey bölgelerinde ciddi bir çoğunluk sağladı. Bu seçimleri kimsenin boykot etmesi beklenmiyor. Dolayısıyla Musul gibi kentlerde Kürtlerin zemin kaybetmesi mümkün.

Serttürkmen yerel seçimlerin Iraklı Türkmenler açısından önemli olduğunu vurguluyor. "Irak Türkmen Cephesi olarak hazırlıklarımızı yaptık" diyen Serttürkmen, Musul, Diyala, Selahattin ve 350 bin Türk'ün yaşadığı başkent Bağdat'ta bütün Türkmenlerin 206 listesine oy vermesi çağrısında bulundu.

Uluslararası Kriz Grubu’na göre, Irak’taki yerel seçimler, dört yıl önceki seçimlerden sonra kurulan yerel yönetimlerdeki ciddi temsil dengesizliğini gidermek için bir fırsat olabilir. Kriz Grubu’nun bu konudaki raporunda, etnik grupların temsiliyle ilgili dengesizliğin ciddi sorunlara ve şiddet olaylarına yolaçtığı hatırlatılıyor.

 
TELEFER TÜRKMENLERİN GÖZBEBEĞİ    
Perşembe, 29 Ocak 2009

irak_turkmen_cephesi_logoIrak’ta, yerel seçimlere saatler kala Irak Türkmen Cephesi seçim propagandasını tam hızıyla sürdürüyor. Türkmeneli bölgelerini dünya kamuoyuna tanıtma ve Türkmen Halkını seçime yoğun bir...

şekilde katılması kapsamında, Irak Türkmen Cephesi Kerkük il Başkanlığı, Türkmen

telafer
Telafer

Edebiyatçılar ve Öğretmenler Birliğinin katkısıyla, ''Telafer, Türkmenlerin Gözbebeğidir'' sloganı altında bir şiir şöleni düzenlendi.

Şiir şöleninde bir konuşma yapan Irak Türkmen Cephesi Kerkük İl Başkanı Erşat Salihi Türkmen Telafer kentinin Türkmen Siyasi haritasındaki önemine değindi.

Salihi: ''Telafer kenti Türkmeneli’nin en hassas ve önemli bölgelerinden birisidir. Zira Telafer Irak'ın en büyük ilçesi olmasına rağmen bugüne kadar il edilmemiştir, Acaba bunun arkasında siyasi bir plan var mı?'' İfadesi kullandı.

Konuşmasına devam eden Salihi Telaferlileri sandık başına gidip ITC (206)numaralı seçim listesine oy vermelerine çağırdı.

Salihi: ''Telaferliler, Irak Türkmen Cephesi'nin (206)numaralı seçim listesine verdikleri zaman Türkmen varlığı belli olacak. Belli olunca Irak'taki siyasi sahada ağırlıkları görünecek''.Sözlerine ekledi.

Ayrıca Şölende, Telafer sevdası ve seçime teşvik konusunda şiirler ve Hoyratlar Türkmen Şairleri tarafından seslendirildi.

Özdemir HÜRMÜZLÜ_Kerkük

www.bizturkmeniz.com   
www.kerkukgazetesi.com
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ YÜKSELİYOR MU?    
Perşembe, 29 Ocak 2009

turk_bayragiTürkmeneli davasının yılmaz savunucularından Dr. Nefi Demirci'nin yazısı:  Ne demek, Türkiye'de Türk Milliyetçiliği yükselişe geçmiş sözü, bazı köşe yazarlarının yazıları, malum üniversitelerdeki panellerde...

konu, büyük tehlike imiş gibi ballandıra, ballandıra tartışılması, sanki bu topraklar,

dr.nefi_demirci
Dr. Nefi Demirci

bu devlet Türklerin değil de, başkalarınınmış ve burada da Türk Milliyetçiliği yükseliyormuş.
Hakkı olmayan ve tarihin hiçbir döneminde de olmamış olanların art düşünceleri, eylemleri sonucu bölge halkını olmayan hayalleri sürüklemişler, kalkınmasını önlemişler ve siyasi iktidarın yarattığı boşluktan yaralanarak " Baklayı " ağızlarından çıkarmışlar. Biz siyasi çözüm, demokrasi, daha fazla hak istiyoruz diyerek, yıllardan beri Türkün hoş görüşünü kullanarak, yaptıkları yetmiyormuş gibi, ülkeyi, Türkün kanı canı ile kurulan Devletimizi kan gölüne çevirme küstahlığında bulunmuşlar, bulunmaya devam etmektedirler. Arkasındanda Türk Milliyetçiliği uyandı, yükseliyor, uşaklık ettikleri Avrupalı emirberlerinin talimatları doğrultusunda söylemeye ve bazı gazetelerde yazmaya TV kanallarında isteklerini korkmadan dile getirmeye başlamışlar.

Osmanlı Devleti Türkler tarafından kurulmuş, dünyaya adalet, insanlara eşitlik sağlayarak hükümranlığını asırlarca sürdürmüş, kutsal Bayrağımız altında sonsuza dek yaşayacak olan Cumhuriyetimizi de Türk Milliyetçisi şuuru ve bilinci içersinde olan ATATÜRK'LERİN kurduğunu unutuyorlar.

Kerkük bizimdir, yalan yanlış, belgesiz yüzlerce uyduruk kitapta, sıkılmadan bu topraklarda bizimdir, yazabiliyorlar, TV kanallarına çıkıp söyleyebiliyorlar. Öyleyse Zana ve şürekâsının, askerimiz vatan hainleri peşinde, ABD'nin dışişleri Bakanı Ankara da iken, Barzani'nin yanında ne işi olabilir. Devletini, toprağını seven, bağlı olan, şanlı Bayrağına tapan Türk insanı diyor ki, benimde köyüm Türkiye'min şartlarına göre geri kalmış, ama ben Elektriği, suyu kaçak kullanmıyorum, ikide bir isyan etmiyorum, yasalarıma karşı gelip yol kesip soygun yapıp askeri şehit etmiyorum, bayrak dediğiniz o bez parçalarını taşımıyorum, vatan haini, katili " siyasi irademdir " diye bağırıp, senin malını mülkünü emniyetini koruyan fedakâr şerefli POLİSİ çocukların gölgesine sığınarak taşlatmıyorum.

Neden? Çünkü ben Türküm, bu vatanın taşını toprağını bağrına basan, evet Türk milliyetçisiyim. Milletimi, milliyetçiliğimi, hainlerin, nankörlerin hıyaneti sonucu öğrenmedim, milletimde bunların sayasında ne uyandı ne de kendi benliğini öğrendi. Sadece ve sadece, yeter artık, kardeş dedik anlamadınız, yol yaptık tahrip ettiniz, okul yaptık, yıktınız talan ettiniz, elektrik, su getirttik kaçak kullandınız, vatanı, milleti yabancıların gözünde küçültmek için her çeşit pisliği yaptınız, birlik, kardeşlik sağlanır umuduyla bu güne kadar, Türk alicenaplığı sayesinde hoş görüyle karşılaştınız.
Varlığını yüce soyundan alan Türkler Milli duygusunu hiçbir zaman yitirmemişler, yitirmeyecektir. Türk Milleti kendisiyle yaşayan ve bu milletin bir parçası şuuru içinde olanlara tarihi boyunca hep sahip çıkmış, ama gel gelelim ki bugüne bakıldığında, ekmeğini yediği, havasından hayat aldığı bu ulu millete ve bu cennet vatana sadık kalmamak sanki onun genine işlenmiş bir dürtü haline gelmiş, yara değil, hep ağyara inanmış, Çocuklarını bu anlayış içinde yetiştirmiş, PKK.'ye ve Peşmergeye destek veren, Abdullah Öcalan 'a " Kürt Halk Önderi ve Siyasi irademdir " diyerek referandum isteyenler, kendilerini Türkiye Cumhuriyet 'i vatandaşı kabul etmiyorlar, bunlar öyle büyütüldü, Türk düşmanlığı işlendi kanlarına. Bu kutsal toprağa bağlı olan, kendisini ayrı tutmayan azınlıkta da olsalar gönül dostlarımız, Türkiye'm sevdalısı, gerçekleri, gerçek olarak görenleri tenzih ederim, zaten onlarda bizim gibi düşünür, bizim gibi bu ayırımı yapanların yanında hiçbir zaman yer almayacaklarından eminiz.

Türk Milleti bütün bunları sabırla takip ediyor, etmektedir. Şanlı Ordunun şer odaklarının kaynağına gitmesi, milli duygunun şahlanışı, alçakça hıyanetlere dur demenin zamanını geldiğini hatırlatmak ve düne kadar kırmızı pasaportlarımızla adam yerine koyduklarımız kişilerin Türkmenlere ellerine geçen fırsattan yararlanıp ABD'ye sığınarak yaptıkları haksızlıklara, Telafer'deki SOYKIRIMA, Türk Milletinin sabrının taşmak üzere olduğunun işaretleridir. Ve bilinmelidir ki çocuk ve kadınların arkasına sığınan bu insanlar karşılarında hakkını koruyan haklıları görünce, demokrasi havarisi kesilip çocukları öne sürüp, zafer işareti yaparak, bütün bu hıyanetler karşısında elbette Türk Milleti Türk Milli davasına, vatanına sahip çıkar.

Türkiye'nin önünde en büyük konu, en tehlikeli sorun "Kürdistan " ve bu topraklar Büyük Kürdistanın parçasıdır diyen iddia eden Kürtlerin yarattığı sorundur.

Her gün değişik bahaneler bularak, yok Bir Mayıs İşçi Bayramı yok Yedi Mayıs (Deniz Gezmiş ) mitingi, bitmez tükenmez kargaşalık ve bizlerin bütün bunlara seyirci kalmamız isteniyor. Ne ala, 3. 5. 2006 Hakkâri'de, insanlıktan nasibini almış hiçbir kişinin yapmadığı, yapamayacağı, okuldan dönen çocuklara alçakça bomba atarak, vatanını bu hainlerden koruyan askerlerimizin çocuklarını Allah korumuş. Kendi çocukları kaldırım taşlarını söküp askeri polisi taşlarken, bizim çocuklar vatanına ilerde hizmet edebilmek için okula gidiyor ve onlar çocuklarımıza pusu kurup öldürmek istiyor, doğaldır, beklenilende budur, Abdullah Öcalan ve şürekâsından ders, öğüt alandan ne beklenilir ki.

Gel de milli duygun kabarmasın, geç kalındı bile.

Nefret ve kinle dolu, bir çok kişi aleni olarak Kürtçülük ve Türk düşmanlığı yapmakta. Resmi sıfatlı Belediye Başkanı, 20 yıllık mücadele sonucu dilimizi tanımdı, toprağımızın da adını tanıyacaklar diyebiliyor. Ve ne yazık ki bir çok günlük gazetede bu menfur hadiseye yer vermiyor.
Bu devleti kuran Türklerdir, yaşatanda Türkler olacaktır, elbette yakın zamanda milli şuur içersinde olan ve olacak siyasi iktidarımızı göreceğiz. Türk Milleti bunun bilincindedir. Ve müjdeler olsun Kıbrıs'ım, Kerkük'üm, Doğu Türkistan'ım, B. Trakya'm VE KUTSAL VATANIM DİYECEĞİZ.

 

 


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 115873 ziyaretçi (242857 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol