Dünya genelinde 1 milyar 200 milyona yakın insanın temiz sudan mahrum olduğu, 2 milyar 500 milyonuna yakınının ise su ihtiyacını kirli kaynaklardan karşıladığı günümüzde su sorunları giderek...
büyüyor. Su sornunun yaşandığı bölgelerden biri de Orta Asya.
Bir taraftan bölgeyi besleyen Sirderya ve Amuderya ırmaklarının vanalarını ellerinde bulunduran -bölgenin yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynakları fakiri ülkeleri- Kırgızistan ve Tacikistan, diğer taraftan da bu sulara çok muhtaç olan -bölgenin doğal gaz ve petrol zengini ülkeleri; Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan.
Özellikle doğal gazda tamamen dışa bağımlı olan Kırgızistan ve Tacikistan'ın, artan doğal gaz fiyatları ile birlikte, sahip oldukları su potansiyellerine yönelmek zorunda kalacak olmaları bölge ülkelerini daha da endişelendiriyor.
BAKİYEV'DEN UZUN VADELİ SU STRATEJİSİ TALEBİ
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev, hükümete "ülkenin su konusundaki uzun vadeli stratejisini belirleyin" talimatını verdi. Ellerinde su konusunda uzun vadeli bir su stratejisinin olmasının gerektiğini dile getiren Bakiyev, ülkesinin önde gelen dış sorunlardan birinin de su konusu olduğunu kaydetti.
Bakiyev, Kırgızistan hükümetinin, ülke çıkarını ve bölgedeki diğer ülkelerinin de suya olan ihtiyacını göz önünde bulundurarak bu alanda bir yol haritası belirlemelerini talep etti. Bakiyev aksi durumda giderek derinleşen su sorununun daha da içinden çıkılmaz bir hal alabileceği uyarısında bulundu.
KIRGIZİSTAN SU POTANSİYELİNDEN FAYDALANAMIYOR
Kırgızistan sahip olduğu su potansiyelinden daha çok faydalanmak istiyor. Kırgızistan'ın Rus asıllı Başbakanı İgor Çudinov, Orta Asya'da petrol ve doğal gaz gibi önemli enerji kaynaklarına ait rezervlerin giderek azaldığı bir sırada bölgede suyun daha da önemli stratejik bir önem kazanacağını belirtiyor. Başbakan Çudinov, "Ama ne yazık ki Kırgızistan Sovyetlerden kalma anlaşmalar ve komşu devlerini düşünmesi siyasetiyle sahip olduğu su potansiyelinden şimdiye kadar istediği gibi faydalanamadı. Kırgızistan, bu potansiyelin ancak yüzde 10'nundan faydalanabiliyor." diyor.
Kırgızistan eski milletvekillerinden enerji uzman Raimbek Mamırov ise su konusunda gerekirse komşu devletlerle uzun vadeli anlaşmaların da yapılabileceğini savunuyor. Diğer bazı bürokratlar ise Kırgızistan'ın suya artık bir fiyat biçmesinin zamanın geldiğini dile getiriyor.
ÖZBEKİSTAN'DAN UYARI
Özbekistanlı ilgililer ise Orta Asya'daki su dengesinin bozulabileceği uyarısında bulunuyor. Bölgeyi besleyen Sırderya ve Amuderya ırmakları üzerinde kurulacak ve kurulu bulunan barajların bu konuda önemli bir hassasiyet arz ettiğine dikkat çeken Özbekistan tarafı, özellikle ırmaklar üzerinde kurulacak yeni barajların birer tehdit unsuru olduğunu dile getiriyor. Özbek uzmanlar, bölgenin tek su kaynağı olan Amuderya ve Sırderya üzerinde kurulu barajlardan bırakılan ve tutulacak su oranında çok hesaplı olunması gerektiği belirtiliyor.
Bu arada Kırgızistan'ın Sırdeya ırmağı üzerinde Kambar Ata-1 ve Kambar Ata-2 adlı ile iki yeni hidroelektrik santralini hayata geçirme girişimi ve diğer taraftan Tacikistan'ın da Amuderya üzerinde 13 dolayında küçük çaplı yeni hidroelektrik santralleri kurma isteğinde bulunması Özbekistan tarafından endişeyle karşılanıyor. Taşkent'i ziyarette bulunan Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Özbek bir gazetecinin sorusu üzerine, bölge ülkelerinin su konusunda birbirlerinden habersiz ve birbirleriyle danışmadan tek bir adım atmamaları tavsiyesinde bulunmuştu. Ayrıca bölge ülkelerini su alanında ortak hareket etmeye çağırmıştı.
ARAL İSTEDİĞİ SUYU ALAMIYOR
Bölge için hayati önem arz eden Amuderya Irmağı Tacikistan'dan, Serderya ise Kırgızistan topraklarından çıkıyor. Bu iki ırmak bölge ülkelerini geçtikten sonra Aral Gölü'ne dökülüyor. Son dönemde Aral Gölü'nde yaşanan büyük ekolojik sorunun baş nedeni de olarak da bu iki ırmak suyunun dengesiz kullanılması gösteriliyor. Bölge için hayat damarı konumunda olan iki nehirden normalde yılda 115 milyar metre küp su aktığını dile getiren uzmanlar, bunun 60 milyarının göle ulaşması gerektiğini dile getiriyor. Durum böyle olurken göle akan suyun ise belirtilen rakamın çok altında olduğu, bu miktarın şu anda yıllık 35 milyar metreküp dolayında seyrettiği ifade ediliyor.
1960'lardan sonra kurumaya yüz tutan Aral, şu anda yüzde 75 oranında küçülmüş durumda. Daha önce 68 bin 900 kilometre karelik bir alanı ile dünyanın dördüncü büyük gölü konumunda olan Aral'ın, bugünkü alanı 17 bin 600 metrekareye düşmüş bulunuyor.
Bu arada bölgede ciddi manada tuz tehdidi olduğuna da işaret eden uzmanlar, kuruyan göl yatağında bulunan tuzların rüzgârlarla havalanarak göl çevresindeki tarıma elverişli alanları da olumsuz etkilediği, buna çare olarak da bölge havzasının ağaçlandırılmasını ve havza bünyesinde suni göletlerin oluşturulması gerektiğini belirtiyor.
Bölgedeki su sorunun su kaynaklarını besleyen buzullarda görülen erimeyle daha da hızlandığı aktarılıyor. Bölge su kaynakları için önemli bir potansiyel teşkil eden Tanrı Dağları'ndaki buzulların yüzde 30'unun eridiğini dile getiren uzmanlar, bu erimenin 2025 yılına kadar yüzde 50'yi bulacağına dikkat çekiyor. Bunun da su kaynaklarında önemli kayba neden olacağı belirtiliyor. Bölgeyi besleyen suların önemli kaynağını oluşturan onlarca buzulun yaşanan son küresel iklim değişiklikleri sonucu hızla erimesi, gelecekte olabilecek su sıkıntısını daha da tetikleyeceği dile getiriliyor.
SİRDERYA VE AMUDERYA SU KAYBEDİYOR
Buzulların giderek erimesi ve istenilen yağışların da olmaması Orta Asya'yı besleyen iki önemli nehirdeki su düzeyini de düşürdü. İlgililer, Sırderya'nın yüzde 28, Amuderya'nın da yüzde 40 oranında su kaybına uğradığı belirtiyor.
Şu anda 60 milyon dolayında seyreden Orta Asya nüfusunun 2050 yılına kadar katlanacağına işaret eden uzmanlar, bunun gerek temiz içecek su ve gerekse tarımda kullanılmak istenen su konusunda yaşanacak talebi daha da artıracağını ve bölgedeki su sorunu bunlara bağlı olarak daha da alevleneceğini dile getiriyor.
SUYUN KOZ OLARAK KULLANILMASINDAN ENDİŞE EDİLİYOR
Bu arada Orta Asya'daki su rezervinin yüzde 80'nini elinde bulunduran Kırgızistan ve Tacikistan'ın, Sırderya ve Amuderya ırmakları üzerinde yeni baraj inşası için kolları sıvaması bölge ülkeleri Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ı daha da endişelendiriyor. Bölgede su sıkıntısı konusunda bunlar yaşanırken bilahare devletlerarası olabilecek anlaşmazlıklar sırasında, devletlerin suyu birbirine karsı silah olarak kullanılmasından korkuluyor.
TACİKİSTAN VE KIRGIZİSTAN'A DOĞAl GAZ TAKVİYESİ YAPILMALI
Orta Asya'da baş gösteren su sıkıntısının bir nebze de olsa azaltılması için doğal gaz ve petrol fakiri olan Kırgızistan ve Tacikistan'a doğal gaz desteğinin yapılması gerektiği dile getiriliyor. Kırgızistan ve Tacikistan'ın karşı karşıya oldukları enerjiyi açığını kapatmak için daha çok suyu kullanmak zorunda kalıyor.
Kırgızistan ve Tacikistan elektrik enerjisi kaynağı olan barajların dolması için suya en çok ihtiyaç duyulduğu yaz sezonunda baraj kapaklarını kapatmak zorunda kalıyor. Bu yolla barajlarda daha çok su toplanması sağlanılıyor. Bu da suya en çok ihtiyaç duyulduğu yaz sezonunda su azlığına neden oluyor. Bu iki devlet, özellikle sulamada suya pek ihtiyaç duyulmadığı kışın ise daha çok elektrik enerjisi elde etmek için barajlardaki suyu bolca kullanıyor. Bu da bölgedeki su dengesinin olumsuz etkiliyor. Tacikistan ve Kırgızistan'ın ihtiyaç duydukları enerjinin doğal gaz desteği ile karşılanacak olması bu iki devletin barajlarda daha düzenli su bırakmalarına neden olacak.
DENGE KORUNMALI
Bölgeyi besleyen Sırderya ve Amuderya üzerinde bölge ülkeleri tarafından kurulması düşünülen yeni barajların su dengesinin olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor. İki nehirdeki su dengesinin korunması için nehirlere saniyede 500 ile 900 arasında metreküp su bırakılması gerektiği dile getiriliyor. Bu arada ırmaklardaki su seviyesinde yaşayan dengesizlik hayatı olumsuz etkiliyor. Kışın suya ihtiyacın az olduğu bir dönemde Tacikistan ve Kırgızistan elektrik üretimi amacıyla barajlardan daha çok su kullanması su taşkınlıklarına yol açarken, suya ihtiyacın çok olduğu bir yaz döneminde, kışın boşalan barajların dolması için kapakları kapatması bu kez su sıkıntısının yaşanmasına neden oluyor. Bu arada su azlığından su basıncının düşmesi sonucu normalde 1 kw/s elektrik enerjisi üretmek için 2.1 metreküp su gerekirken şimdi ise bu miktarın 3.4 metreküp dolayında seyrettiği belirtiliyor. Bu da özellikle kışın soğukların etkili olduğu ve Orta Asya ülkelerinin suya en az ihtiyaç duyduğu kışın daha çok su kullanması anlamına geliyor. Barajdaki suyun daha çok bırakılması ise suya en çok ihtiyaç duyulduğu bahar ve yazın barajın tekrar dolması için kapakların kapatılmak zorunda kalması anlamına geliyor. Bu da beraberinde su sıkıntısı getirmeyi kaçınılmaz kılıyor.
Şu anda 7 milyar 550 milyon metreküp dolayında seyreden barajdaki su seviyesinin normal düzeye gelmesi için bu rakamın 13 milyar metreküpe ulaşması gerekiyor. Bunun sağlanması için de Kırgızistan'ın kışın bu barajdaki suyu az kullanması gerekiyor. Suya en çok ihtiyaç duyan Özbekistan ve Kazakistan, Kırgızistan'ın barajlarından Sırderya'ya vermesi gereken su miktarını saniyede 700 metreküpün altına düşürmemesini istiyor.
En son verilere göre Ocak 2009'de Kırgızistan'daki Toktogul su barajındaki su miktarı ortalama 7 milyar 550 milyon metreküp olarak kaydedilirken bu miktarın bin önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyar 660 milyon metreküp az olduğu aktarıldı.
ORTA ASYA'YA DIŞARDAN SU GETİRİLECEK
Orta Asya'nın 2020-2030 aralığında ciddi su sorunu ile karşı karşıya kalabileceği bildiriliyor. Hatta bölgenin yakın bir dönemde dışarıdan bile su getirebileceği konuşuluyor.
Merkezi Taşkent'te bulunan Uluslararası Çevre ve Sağlık Teşkilatı EKOSAN Başkanı Yusufcan Şadimetov, Orta Asya'nın, 10-15 yıl sonra dışarıdan su getirmeye mecbur olabilecek bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini söylüyor. Bölgede giderek etkili olan ekolojik sorunlarının etkisinin 2020 ve 2030 yılları aralığında daha net hissedileceğine dikkat çeken Şadimetov, "Bölge su sokusunda büyük sorunlarla karşı karşıya kalacak." diyor. Ekolojik sorunlara bağlı olarak bölgede artan nüfus ve yeni iş alanlarının açılmasının suya olan talebi daha da artırdığını dile getiren Şadimetov, "Öyle ki bölge, dışarıdan su getirmeye mecbur olacak." ifadelerini kullanıyor.
Öte yandan bölgedeki su sorunu konusunda bir uyarı da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Özbekistan Koordinatörlüğü uzmanlarından geldi. Orta Asya'nın su krizi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu konuda bir ortak su stratejinin olmaması durumunda, bölge ülkeleri arasında olası bir ihtilafın kaçınılmaz olacağını dile getiriyor.
"DOSTLUĞUMUZU SUYA DEĞİŞMEYİZ"
Kırgızistan'ın eski Başbakan Yardımcılarından Bazarbay Mambetov, Kırgızistan'ın sahip olduğu su potansiyelini hiçbir zaman silah olarak kullanmayacaklarını kaydederek, "Kardeş ülkelerle olan dostluk ve yakınlığımız, sudan daha önemli." dedi. Mambetov, Kırgızistan'ın Orta Asya'nın su kaynaklarının başında olmasına rağmen, suyun bölge ülkeleri için barış ve yakınlaşma köprüsü olmasını arzuladıklarını söylüyor. Mambetov sahip oldukları suyun ülkenin ön gelen zenginlik kaynağı olmasına rağmen bundan ancak %10-20 oranında faydalanabildiklerinin altını çiziyor.
|