Batı Trakya Türkleri'nin Yunan parlamentosundaki temsilcilerinden Pasok İskeçe milletvekili Çetin Mandacı, Yunanistan'da "Türk Azınlık" ifadesini kullandığı için medya ve siyasi partilerin eleştirisine...

maruz kaldı.

Batı Trakya Türklerinden, Milli Direnişin 21. yıldönümünde "Etnik ve dini kimliğimizle var olmaya devam edeceğiz" mesajı geldi. Batı Trakya Türklerinin, 29 Ocak 1988 günü, Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin...

"Batı Trakya'da Türk yoktur" gerekçesiyle verdiği karara karşı, çeşitli engellemelere rağmen binlerce Batı Trakyalının Gümülcine'ye yürümesi "Milli Direniş günü" olarak ilan edildi. 2 yıl sonraki yıldönümünde Gümülcine kentinde Türkleri hedef alan saldırılarsa kınandı.

Milli Direniş'in 21. yıldönümünde, İstanbul'daki Batı Trakya Türkleri, Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'nun da katıldığı konferans düzenledi.

Konferansta Batı Trakya Türklerinin, milli kimlik mücadelelerini sürdürmekte kararlı oldukları bir kez daha vurguladı.

Yusuf Halaçoğlu da "6-7 Eylül ile ilgili Türkiye'de film yapılıyor. Yunanistan'da ise Batı Trakya Türklerini 29 Ocak'ta yaşadıkları oradaki aydınlar tarafından görülmüyor" dedi.

Halaçoğlu, şöyle konuştu:

"Türklere karşı uygulanan acı sonuçları kimse dikkate almıyor. Yunanistanda ne olmuş insanların dükkanları evleri yağmalanmış. Diyelim ki 6,7 Eylül olayları nasıl kötü bir olay ise 29 Ocak ve ondan sonraki meydana gelen olaylarda bunun bir karşılığı aynıydı. Yunanistan'da zannediyorum aydın yok. 29 Ocak'dan bahseden bir kişi görmüyorum. Demek ki Yunanistan aydın yetiştirememiş."

Batı Trakya'da, 29 Ocak 1988 tarihinde Atina'nın baskısına karşı yapılan direniş eylemi ve eylemin iki yıl sonraki yıl dönümünde Gümülcine kentinde Türklere yapılan saldırıları konu alan bir konferans...

düzenlendi.

İskeçe Türk Birliği tarafından dün akşam dernek lokalinde düzenlenen "29 Ocak 1988 Toplumsal Dayanışma ve Direniş Günü" ve "29 Ocak 1990 Vandalizm Olayları" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan eski milletvekilleri İsmail Rodoplu ve Ahmet Faikoğlu ile İskeçe Türk Birliği'nin eski başkanlarından Kadir Yunusoğlu, anılarını anlatarak değerlendirmelerde bulundular.

29 Ocak 1988 direniş eyleminde Organizasyon Komitesi Başkanı olan Rodoplu, "Aradan 21 yıl geçmesine rağmen Atina'nın hatalarını sürdürdüğünü ve Türk azınlığının milli kimliğinin hala inkar edildiğini" söyledi.

Rodoplu, direniş eyleminden iki yıl sonra Gümülcine kentinde Türklere yapılan saldırılarla ilgili olarak da, "Türk azınlığının o gün yaşadığı korkunç olayların izleri hala taşıdığını" kaydetti.

Saldırı olaylarında, "Türklere ait yüzlerce dükkan ve iş yerinin tahrip edilerek yağmalandığını" ve "çok sayıda soydaşın dövüldüğünü" ifade eden Rodoplu, "Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu vandalizm olaylarıyla ilgili Yunan devleti tarafından en küçük bir özür duymadık. Oysa İstanbul'da 1955 yılında yaşanan benzer olaylarla ilgili Türkiye büyük vebal ödedi ve ödemeye de devam ediyor. Yunanlı idareciler utanmalıdır" diye konuştu.

Faikoğlu da, "29 Ocak direnişiyle azınlık sorunlarının tüm dünyaya duyurulduğunu, ancak aradan yıllar geçmesine rağmen bu konuda Türkiye'nin dışında başka hiçbir yerden yardım gelmediğini" söyledi.
 
Milletvekili olduğu dönemlerde azınlık sorunlarının çözümü konusunda Atina'da ve diğer Avrupa'da ülkelerinde yapılan girişimlerde karşılaşılan zorlukları anlatan Faikoğlu, "Maalesef bu konuda kimseden samimi bir ilgi görmedik. Türk azınlığına sahip çıkan sadece ana vatanımız Türkiye oldu" diye konuştu.

Yunusoğlu ise konuşmasında, "Geçmişte büyük baskı ve ayrımlara maruz kalan Türk azınlığının hala birçok haksız uygulamayla karşı karşıya bulunduğunu" söyledi. Yunusoğlu, "Eski uygulamalar sürüyor. Anlaşmalarla belirlenmiş azınlık haklarıyla ilgili olan eğitim sorunu, kimlik sorunu, din özgürlüğü ve ekonomiyle ilgili sorunlarımız hala çözüm bekliyor. Bu sorunlar kesin çözüme kavuşturuluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz" diye konuştu.

Aralarında İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ile azınlık ileri gelenlerinin bulunduğu İskeçeli soydaşların büyük ilgi gösterdiği konferansı Türkiye'nin Gümülcine Muavin Konsolosu Özkan Duman da izledi.

29 Ocak Perşembe günü de Batı Trakya Türk Azınlığı Dayanışma Kurulu Gümülcine'de Türk Gençler Birliği lokalinde 29 Ocak 1988 direnişi ve 29 Ocak 1990 tarihinde Türkleri hedef alan saldırıları anma etkinliği düzenlenecek.

-ALMANYA'DA DA TÖREN DÜZENLENDİ-

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) da 29 Ocak 1988 tarihindeki direniş eyleminin yıl dönümünde tören düzenlendi.

ABTFF'nin Witten kentindeki yeni ofisinin resmi açılışının da yapıldığı törene Türkiye'nin Essen Başkonsolosluğu Muavin Konsolos Onur Süral, ABTTF Yönetim Kurulu Başkanı Halit Habipoğlu, Genel Sekreter Özkan Reşit, derneğin başkan yardımcıları Sami Yusuf ve Sebaytin Mümin, Kuzey Avrupa Teşkilatı Başkanı Mustafa Kasap, Orta Avrupa Teşkilatı Başkanı Ramadan Ramadan, ABTFF Disiplin Kurulu Başkanı İsmail Aptioğlu, Denetim Kurulu üyeleri ve Yönetim Kurulu üyeleriyle çok sayıda Batı Trakya Türk'ü katıldı.

Süral, törende yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin Lozan Barış Antlaşması'ndan doğan hakları çerçevesinde her zaman Batı Trakya Türklerinin yanında olacağını söyledi.

ABTFF'nin 29 Ocak 1988 tarihinde yaşanan olayların hemen ardından kurulmasından bugüne kadar önemli başarılara imza attığını belirten Süral, bu başarının Batı Trakya Türkleri arasında birlik ve beraberlik duygularına dayandığını ifade etti.

Habipoğlu da Yunanistan'da Türklerin yaşamadığı iddiasıyla Yunan hükümetinin Gümülcine Türk Gençler Birliği ve Türk Öğretmenler Birliği ile İskeçe Türk Birliği derneklerinin faaliyetlerini engellemeye kalkıştığını belirtti.

Türk kimliğinin inkar edilmesine karşı çıkan binlerce genç ve yaşlı Batı Trakya Türkü'nün, kadını ve erkeğiyle Gümülcine şehir meydanına toplanarak tüm engellemelere ve şiddet gösterilmesine rağmen kararı protesto ettiklerini hatırlatan Habipoğlu, ''29 Ocak olaylarının ve Batı Trakya Türklerinin gösterdiği milli direnişin 21. yılında Batı Trakya Türkleri, bu olayları kabullenmek yerine kaderlerini kendileri belirlemek için girişimde bulunmaya devam etmektedir'' dedi.

Batı Trakya'da Yunan ırkçılığı had safhaya vardı. Çocuklarının Türk çocukları ile aynı sınıfta eğitim görmesini istemeyen Yunanlılar okulu boykot ediyorlar. Gümülcine 7. İlkokulu’nda Yunan öğrenci...

velilerinin baskıları neticesinde Okul Aile Birliği’nin aldığı kararla Yunanlı öğrencilerin
okulu boykot ettiği bildirildi. Boykotun, “Yunan öğrenci velileri tarafından ırkçı sebeplerden dolayı kaynaklandığı” konusundaki iddialar ise toplumda hızla yayılıyor. 150 Türk çocuğun yanı sıra 80 kadar da Hıristiyan çocuğun devam ettiği okulun yöneticileri ise Yunanlı velilerin şikâyetleri nedeniyle endişe içinde olduğu belirtildi.

Hronos gazetesi Gümülcine 7. İlkokulu’nda yapılan ırkçı hareketi manipülâtif haberlerle örtbas etmeye çalışıyor. Gazetenin söz konusu haberinde, “Okullarında yaşanan izdiham, hepatit vakaları ve diğer bazı konular, 7. Devlet İlkokulu’ndaki Hristiyan öğrencilerin okul aile birliğinin de desteğiyle dersleri boykot etmesine neden olduğu” kaydediliyor.

Gazetenin ilgili haberinde boykotun, 7. İlkokulun öğrenci yükünün büyük bir bölümünü üstlenmesi beklenen ve resmi açılışı 25 Ekim 2008 tarihinde yapılan 13. Devlet İlkokulunun durumuyla da ilgili olduğu iddia edildi. Haberde, “beklenen gerçekleşmedi ve 7. İlkokuldaki çocuk sayısında azalma olmadı. Öğrenci sayısının çokluğunun yarattığı sorunlar ve diğer hususlar çözüm için okulla temasta bulunan İlköğretim Müdürlüğü’nün dikkatine sunuldu” ifadesi dikkat çekti. Burada “diğer hususların” ne olduğu konusunda açıklık getirilmekten kaçınılması akıllarda soru işaretlerine neden oldu.

Bu soru işaretlerine de değinen gazete, Azınlık Toplumunun ve insan hakları kuruluşların bu ırkçı hareket karşısındaki tepkilerini önlemek için şu yorumlara yer verdi: “Okulda Yunan Öğrencilerin alelacele alınan kararla gerçekleştirdiği boykot akıllarda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Buna ilaveten eyleme katılan öğrenciler ile velileri farklı dine mensup çocuklarla bir arada olmayı istememek ve ırkçı hislere sahip olmakla suçlanabilirler. Ancak böyle bir durum mevcut değildir. Boykotun nedeni, sağlık koşulları ve okulda yaşanan izdihamdır. Sağduyunun galip gelmesini ve öğrencilerin derslerden daha fazla mahrum kalmayarak sınıflarına dönmesini umuyoruz.”

Benzer ırkçı hareketlerin İskeçe’deki okullarda da cereyan ettiği, Okul Aile Birlikleri tarafından okul yönetimlerine verilen dilekçelerde, Yunanlı velilerin, çocuklarının Türk çocuklarla birlikte öğrenim görmelerine karşı olduklarını ve ayrı sınıfların oluşturulma talebinde bulundukları iddia ediliyor.

www.millet.gr

Kırım Tatar Türklerinden sonra Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu  da Filistin'e yardım kampanyası başlattı. Yardımların Gümülcine S. Müftülüğü ile Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde toplanacağı...

belirtildi. Konuyla ilgili olarak Gümülcine S. Müftülüğü'nce aşağıdaki bildiri hazırlandı:

BATI TRAKYA TÜRK AZINLIGI DANIŞMA KURULU FİLİSTİNE YARDIM KAMPANYASI 
 
     Muhterem Müslümanlar- Türk Kardeşlerim!
 
     Bir saadet güneşi olarak doğan İslami­yet, renkleri dilleri ve kökenleri ayrı olan in­sanları aynı inanç etrafında birleştirmiş, kin ve düşmanlıkları ortadan kaldırarak, dünya­mıza, insanlığa gerçek anlamda huzur ve barı­şı getirmiştir. Esasen İslam kelimesinin bir anlamı da "Barıştır". Bu sebeple Müslüman huzur ve barış içinde yaşayan insan demektir. Huzur ve barış içinde olmak; birlik ve bera­berliğimizi pekiştirmekle mümkündür.
 
     Dinimizdeki ibadetlerin bir gayesinin de Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği oluşturmak olduğunu görürüz. İşte cemaatle namaz bunun en güzel örneğidir. Cami "top­layan, birleştiren" demektir. Orada tek kubbe altında saflar halinde günde beş defa Allah'ın evinde niçin toplandığımızı bir düşünelim. Saflarırnızı sıklaştırıp omuzlarımızı birleştire­rek gösterdiğimiz beraberliğimizi, kalplerimi­zi ve gönüllerimizi de birleştirerek göstermeliyiz.
 
     Aziz Müminler!
 
     Müslümanları bölüp parçalamak için İslam'ın ilk yıllarından itibaren fitne ve fesat hareketleri başlamış, çeşitli şekillere bürüne­rek bulaşıcı bir hastalık gibi günümüze kadar gelmiştir. Bugün ise, şer güçler, çirkin emelle­rine ulaşabilmek için, toplum içinde her türlü fitne ve fesat tohumları ekerek, toplumları içten çökertrneye çalışmaktadırlar.

     Tarih şahittir ki, inançları sarsılmış, dinî ve millî değerleri yıkılmış, birlik ve bera­berliği yok olmuş toplumların ayakta durduğu görülmemiştir. O halde aynı imanı taşıyan, aynı dine inanan, aynı Kur'an-ı okuyan aynı kıbleye yönelen ve aynı Peygamberin yolun­dan giden biz Müslümanlar, toplum olarak birlik içinde olmalıyız. Bu sadece milli bir görev değil, aynı zamanda çok büyük dini bir sorumluluktur. "Bölünüp parçalanmaym"(l) diyen ilâhi bir kitabın mensupları olduğumuzu, "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır"(2) diyen bir  peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmama­lıyız.   
     Değerli Kardeşlerim!
  
     Birlik ruhu içinde hareket eden atala­rımız, tarih boyunca büyük işler başarmış, Müslümanlara yönelen tehlikeleri bu sayede etkisiz hale getirmişlerdir. Toplum olarak karşılaştığımız güçlükleri bu gün aynı anlayış­la bertaraf etmek için yüce Rabbimizin şu ayetine kulak vermeliyiz: "Allah'a ve onun Resulüne itaat edin. Birbirinizle çekişme­yin, yoksa gevşersiniz, kuvvetiniz dağılıp gider". (3)
 
    Muhterem Müminler!
 
    Yıllardır ortadoğu'da yaşanan kaos, mahrumiyet ve acılar, son günlerde İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve yüzlerce sivil ve masum insanın öldürülmesi ile yeni bir boyut kazanmış, kirli bir güç gösterisine ve katliama dönüşmüştür. Dünya ile irtibatı kesi­len, böylece en temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılarak, neredeyse sefalet içerisinde yal­nızlığa terk edilen Filistinli Müslüman kardeş­lerimiz bir insanlık dramı yaşamaktadır. Çağ­daş dünyanın gözü önünde cereyan eden, ara­larında yaşlı, hasta, çocuk ve kadınların da bulunduğu yüzlerce insanın ölümüne, binler­cesinin de yaralanmasına, ev ve işyerlerinin yerle bir olmasına sebep olan bu çirkin saldırı, sağduyu ve vicdan sahibi herkese insanlık adına büyük bir mahcubiyet yaşatmaktadır.
 
    Her zaman mazlum milletlerin yanın­da yer alan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, bu duruma kayıtsız kalmayarak Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu aldığı kararla duyduğu rahatsızlığı ortaya koymuş ve Batı Trakya çapında yardım kampanyası baş­latmıştır. Bu çerçevede yardımlar Gümülcİne Seçilmiş Müftülüğü ve Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde toplanmaktadır. Yapıla­cak olan yardımlar, mazlum Filistinli kardeş­lerimizin ihtiyaçlarına harcanacağından bir an önce yardımlarımızı yapalım.
 
     Cenab-ı Hak yardımlarınızı yüce ka­tında kabul eylesin.
 
     En kısa zamanda bu insanlık dramının sona ermesini nasib eylesin.
  
     Müslümanlar arasında birlik, beraber­lik ve yardımlaşmayı daim eylesin.

1-Âl-i İmrân, 3/103.
2-Keşfü'I-Hafa c.1, s . .333.
3-Enfâl, 8/46.