BÖLGEYE TÜRK GÖÇÜNÜN BAŞLAMASI

BÖLGEYE TÜRK GÖÇÜNÜN BAŞLAMASI


11. yüzyılın başlarında Oğuzların yani Türkmenleringöçleri başladığı zaman, Büyük Türkistan'dan Maveraünnehir'e gelen Türk uluslarıher tarafa yayılmağa başladılar. Bunların bir kısmı önce Horasan'a, sonra Irak-ıAcem'e, Azerbaycan'a gelerek, güneye doğru yöneldiler ve Musul bölgesine ulaştılar.Hicri 430 (M. 1039) yılında Musul meliki Kırvaş Ukeyli'yi yenerek, şehri istilaettiler. Daha sonra Türk göçleri büyük bir sel halini aldı. Çeşitli boylar veoymaklar birbirini izleyerek Huzistan, Zor, Erbil ve Musul bölgelerini ele geçirmeğe,hatta Bağdat kapılarına kadar ilerlemeğe muvaffak oldular. Bütün Türklerin başbuğluğunueline alan Selçuklu hanedanı, bu büyük göç sonucunda dünya çapında birimparatorluğun temelini oluşturmağa başladı. Selçuklularla başlayan Türk göçüve fetihlerine, hemen hemen bütün Türk boylarının katıldıkları söylenebilir.

Türkmen ulusları Selçuklu prensleriarasında taksim edildiği zaman, fethedilecek ülkelerden her prensin hissesine düşecekyerler de tayin edilmişti. Bu taksimde Musul, Azerbaycan ve Huzistan İbrahim Yınal'ınhissesine düştü. Yınal kendi uluslarını, yönetimine terk edilen bölgeye göndermeğebaşladı. H. 440 (M.1048-49) yılına doğru ibrahim Yınal bütün bölgeyi eline geçirdi.Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Bağdat'a girdikten sonra (1055) bu ülkeyi resmen İbrahimYınal'a verdi. Sultan Melikşah geniş Selçuklu topraklarını 12 vilayete böldü veMusul da bir vilayet sayıldı. Böylece bütün Musul çevresi Türk beylerine ve Türkboylarına tımar olarak verildi ve taksim edildi. Büyük şehirlere Türk boyları yerleşti.Berkyaruk sultanlık tahtına oturunca, Musul'a ünlü komutan Kerboğa'yı vali olarakatadı. Kerboğa'nın bütün askerlerini yerleştirdiği Musul, bu tarihten itibaren birTürk beldesi olduğu gibi, büyük bir Türk vilayetinin de merkezi durumuna yükseldi.Bu vilayet, bugünkü Süleymaniye, Erbil, Zor ve Kerkük gibi önemli yerleşimmerkezlerini de kapsıyordu. Kerboğa'dan sonra Sungurca, Türkmen Musa, Çökermiş (veyaÇökürmüş) ve Çavlı adlı Türkmen beyleri Musul valiliğinde bulundular.

1130'lu yıllarda Şehrizorve çevresinin, Türkmen Arslantaş'ın oğlu Emir Kıfçak (Kıpçak)'ın elinde olduğunugörmüştük. Bu ailenin de Yıva boyundan çıktığı bilinmektedir. Arslantaş'ın oğluna,ünlü Türk kavmi Kıpçak'ların adını vermesi, birçok araştırıcıyı yanıltmışve bunların Kıpçaklardan oldukları düşüncesini uyandırmıştır. Aslında Yıvalarınen ünlü beyi Şihabeddin Süleyman Şah'tı. Hilafet makamına da çok bağlı olan SüleymanŞah Bağdat'ın Moğol kuşatmasında direnmiş, şehrin düşmesi üzerine şehit düşmüştü.

Irak ve el-Cezire'de görülenTürkler, özellikle Musul bölgesinde yoğunluk gösteriyorlardı. Sultan Mehmet Tapar veoğlu Sultan Mahmud zamanlarında, Basra'da görev yapan ve büyük emirlerden Ak-Sungural-Buhari'nin vekili olan Sungur al-Bayatî adlı emirin de Bayat boyundan geldiğihususunda herhangi bir tereddüt söz konusu olmamalıdır. Bu emirin zamanında Basra'daİsmailiyye Türkleri ve Bulduklu Türkleri olarak bilinen toplulukların varlığı dabiliniyor. İsmailiyye Türkleri'nin başı Gız-Oğlu ve Bulduklu Türkleri'nin başı daSungur-Alp adlı prensler idi. Aynı dönemde Bağdat'ta Bekçiye emirleri de dikkat çekmektedir.Bunların da belki şehirdeki sultanlara ve büyük emirlere ait saray, köşk ve kışlalarınınkorunmasına bakan "bekçi" emirleri oldukları düşünülmektedir.

Yine Musul bölgesinde dirliğiolan Türkmen beylerinden Kür-Yavı adlı emire de işaret etmek gerekir. Horasan adlıbir emirin oğlu olan Kür-Yavı, Sultan Tapar ve oğlu Sultan Mahmud zamanında AşağıZap kıyısındaki Bevâzic kalesi ve yöresinin sahibiydi. Aynı yöre Sultan Mesud dönemindeKür-Yavı'nın adı tesbit edilmeyen oğlunun elinde olduğu görülmektedir. Zengilerdevletinin Türkmen emirlerinden biri de Zeynuddin Ali Küçük'tü. Uzun yıllar MusulAtabeyliği'nin işlerini başarı ile yöneten Zeynuddin Ali Küçük 1167'de Erbil'e çekilmişti.Beğtiğin'in oğlu olan Zeynuddin Ali Küçük'ün büyük oğlu, tarihte büyük ünekavuşmuş, Muzaffereddin Gök-Börü'dür. Selahaddin Eyyubî'nin eniştesi olan Gök-Börü,ününü haçlılara karşı gösterdiği yiğitliğe ve yaptığı hayır kurumları ilehalkına mesut ve refah içinde bir dönem yaşatmış olmasına borçludur.

Bölgenin Moğol istilası sırasında,yeni boylarla gelen yerleşme sonucunda, Türkleşme hareketlerine sahne olduğu görüldü.13. yüzyılın ikinci yarısında, merkezi Musul olan Diyarbakır vilayetinde bulunan büyükMoğol kuvvetinin önemli bir kısmını kalabalık Moğol Uyrat boyu oluşturuyordu. Dahasonra, Moğolların zayıf düşüp, çözülmeğe başladıkları dönemde, iç çekişmelerdendolayı büyük sıkıntı çekmiş olan Uyratlar, Erbil yöresinde yurt tuttular. MehmetSaru adlı bir Türkmen beyi de Şehrizor'a hakim oldu. Daha önce de gördüğümüz gibiŞehrizor bölgesi Selçuklu fethinden beri hep Türkmenlerin kalabalık halde yaşadıklarıbir bölge idi. 1231 yılında Moğolların gelişi esnasında da Şemseddin Sevinç adlıbir Türk emiri Erbil-Hemedan yolunu denetimi altına almıştı. Şemseddin Sevinç de Kışaluadlı bir oymağa mensuptu. Buyruğunda çok kalabalık bir topluluk bulunan Sevinç,Erbil Atabeyi Gök-börü'ye ait Saru adlı bir kaleyi zaptetmiş, daha sonra (1229) Merağayakınındaki müstahkem Rûyin-dîz kalesini de eline geçirmişti. Mehmed Saru'nun buyruğundakiTürkmen oymağının kendisinden sonra Sarulu (bugünkü söyleyişle Sarılı) adıylatanındığı ve bu oymağın günümüze kadar varlığını sürdürdüğünü hatırlatmakyerinde olacaktır.

Artuklu ülkesinin güney sınırları,Halep ve Musul vilayetleri, yoğun biçimde Türkmenlerin yerleşme alanı idi. Hatta birçokkaynak Antakya, Ayıntâb, Telbaşer, Suruc ve Kerkük bölgelerinin, kasaba ve köyleriile tamamen Türkleştiğini belirtir. Zamanımızda Irak'ta Türklerin yaşadığı bölgelerin,tarih boyunca en yoğun Türkleşme dönemi, Celayirlilerden sonra Karakoyunluların bölgeyehakim oldukları zamana rastlar. Aslında Diyarbakır ve Musul'da bulunan Türkmenler, Moğollarlagirdikleri mücadeleler sonunda başarı kazanarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. TürkKarakoyunlu ulusunun beyi Bayram Hoca, 1375 yılında Musul vilayetini zaptederek,Karakoyunlu devletinin temelini atmıştır. Bu dönemde Musul yöresi ve Bağdat'a kadarolan bölge, Karakoyunlu beylerinin ellerine geçmiş ve izleri günümüze kadar devameden bir Türkleşme hareketi yaşatmıştır. Bugün Karakoyunlu köyleri ve bunlarınizlerini taşıyan birçok oymak ve aşiretin yanısıra, pekçok yer adı da ilgi çeker.

Akkoyunluların, Karakoyunludevletini ortadan kaldırması ile bölgede yaşayan Türkmen boyları büyük sıkıntılarçektiler. Karakoyunlu devletinin yıkılması ile bu devlete bağlı boylar, Akkoyunlularıntakibinden kurtulmak için İran'a çekilmek zorunda kaldılar.Bu boşaltmayı, daha sonraUzun Hasan Bey'in hükümet merkezini Diyarbakır'dan Tebriz'e taşıması sonucunda,kendine bağlı boyları İran'a yerleştirmesiyle Irak ve Doğu Anadolu'daki Türk varlığınınbiraz daha zayıflamasına sebep olan göç takip etti. Akkoyunlular da başlıca Pürnekve Musullu boylarına dayanmışlardır. Bu iki önemli boyu Hamza-Hacılu, Kara-Hacılu,Emîrlu, İzzeddin-Hacılu gibi ikinci derecede boylar takip etmekte idi. BöyleceUstaclu, Şamlu, Rumlu, Musullu, Harbendelü, Tekeli, Bayburtlu, Çapanlu, Karadağlı,Karamanlı, Dulkadir, Varsak, Afşar, Bayat ve Kaçar gibi Karakoyunlu veya Akkoyunluulusunun boy ve oymakları ile Akkoyunlu şehzadeleri arasındaki rekabette karşıtduruma düşmüş bulunan boy ve oymakların halkı, Şeyh Haydar ve oğlu Ali nihayet Şahİsmail tarafından beslenen dini heyecanlarla yeniden bir hamle yaptılar. Safevîdevrinde, Pürnek ve Musullular Türkmen adı altında birleşerek varlıklarını budevletin hizmetinde de devam ettirdiler. Şah İsmail 1503'te Elvend Beyi Tebriz'den kaçırtarak,dini şeyhlik makamı ile saltanatı şahsında birleştirmiş ve az sonra 1508 yılındaBağdat'a girerek, Irak'ta Şii mezhebini yeniden hakim duruma getirmişti. Ancak Şah İsmail'inAkkoyunlu hanedanına beslediği kin ve nefret, Akkoyunlu boylarının bir kısmınınOsmanlılara iltica etmelerine yol açtı.

Bölge Osmanlı yönetiminegeçtikten sonra, Türkmen boylarının sistemli olarak yerleştirilmelerini de gözlemekmümkün olabilmektedir. III. Murad döneminde çevredeki 16 sancak ve ocaklık, hükûmetinbağlandığı Şehrizor beylerbeyinin yerleştikleri yerler haline getirildi. Türk-İransavaşlarında Elvend-zâde Ali Paşa ve Cağalazâde Sinan Paşa'nın maiyetinde görevyapan Kerkük kuvvetleri, Hemedan ve Nihavend savaşlarına katılmışlardır. TekeliVeli Han ile Oğlu Gazi Han'ın bütün aşiretleri ile Osmanlı İmparatorluğu'na sağınmalarıüzerine, bu Türkmen boyları Kerkük'te yerleştirilmişler ve Kerkük, bu suretle,adeta Tekeli ili haline gelmiştir. Bölgenin Osmanlı Devleti ile İran arasında sürekliçekişme konusu olması yüzünden, birçok Türkmen boyu, Musul ile Bağdat arasındakalan bölgeye yerleştirildi.

Özellikle IV. Murad'ın İranhakimiyetine son veren Bağdat seferi ile bölgeye yeniden Türk boyları sevk edildi. Budönemde Rumeli, Afyon, Urfa, Diyarbakır ve Tokat yörelerinden getirtilen Türkmen aşiretlerisayesinde, bölgenin Türk nüfusu güçlendirildi. Böylece Osmanlı devleti Bağdat gibiönemli bir eyaleti güvence altına almak için, bugünkü Irak'ın kuzeybatısında yeralan Telafer ve Musul'dan itibaren, Türklerin sahası olan ve güneydoğudaki en uçyerleşmesi sayılan Mendeli'ye kadar uzanan büyük bir güvenlik şeridi üzerinde, yeniTürk nüfusu yerleştirerek, bölgenin Türklüğünü, günümüze kadar canlı tutacakönlemler aldı.

Bölgede Türk nüfusu ve kültürüo derece kuvvetlenmiştir ki, Anadolu Ermenileri ve Rumları gibi, Kerkük'te yaşayan küçükbir Hıristiyan kolonisi de türkçe konuşmuş ve Süryani harfleri ile türkçe yazmıştır.Kerkük'te sayıları 5 bin civarında olan, eskiden daha çok kentin kalesinde oturduklarıiçin, kendilerine "Kale Gavurları" denilen bu topluluk katolik mezhebinemensuptur. Gelenek ve görenekleri, dini ayinleri, incilleri, konuşma ve yazılarında türkçeyikullanan bu topluluk tamamen Türk olan bir kültür yapısına sahiptir. Kerkükfolklorunda da önemli bir yere sahip olan bu topluluğun birçoğu, günümüzde kale dışınataşınarak, kentin daha çok Korya yakasına ve başka yerlere göç etmişlerdir.

 


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 115801 ziyaretçi (242738 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol