EBU MÜSLİM-İ HORASANÎ

EBU MÜSLİM-İ HORASANÎ
Türk tarihinde yer tutmuş büyük kahramanlardan biri de Ebu Müslim-i Horasanî’dir.Oğuz Türkmenlerinin tarihinde, yeni bir devir açan büyük bir kahramandır. AsırlarcaÇinlilerin akınlarına göğüs geren Oğuz Türkmenlerinin hürriyet ve istiklallerinibatıdan gelen Emeviler tehdit etmeye başlamıştı. Daha da ileri giden Emevîler, Türkellerini yağma ve istila etmişlerdi. Bu esaret acısına tahammül edemeyen Oğuzlar,bağırlarından yüce bir kahraman olan Horasanlı Ebu Müslim’i çıkardılar.Müstevlilere karşı ihtilal bayrağını açan Ebu Müslim, milli mücadeleye girişti.Emevî ordularını yenip, İslam tarihinde yeni bir devir açtı. Emevî saltanatına sonvererek Abbasî Devletini kurdu.

 

Bukahramanın hayatı, hakkında milli tarihimizde pek kısa bilgi vardır. Fakat Türkmilletinin milli vicdanında Ebu Müslim-i Horasanî, bir destan olarak asırlarcayaşamıştır. Kanlı mücadelelerle dolu hayatını halk tanıyor; fakat ona ait genişölçüde belgeler henüz meydana çıkarılmamıştır. Tarihimizin bu millikahramanının maceralı hayatı şöyle başlamaktadır:

 

EmevilerinTürk illerini istila ettikleri günlerin birinde; Horasan illerinin üç Türk başbuğuzincirlere vurulmuş; Emevî muhafızlarının ortasında yaya olarak götürülmekte...Bu esir kafilesinin ardına Mahvan köyü halkı takılmış, zincirlerle elleriarkalarına bağlı bu aslanlara ağlıyor, feryat ediyorlar... Küheylan atlara binmiş,başları agelli ve kafyeli Emevî askerleri, bu üç suçluyu (!) Şam’da oturan Emevîhükümdarına götürmekteler... Bu üç mahkumdan biri (Usman) adlı bir Oğuz Beyi idi.Halk kendisine (Müslim) lakabını takmıştı. Müslim’in babası büyük Türkmenoymağının başbuğuydu. Bu kahraman Çinlilerle Taşkent taraflarında yaptığı birkanlı savaşta yenilip, geri dönerken Ceyhun nehrinde boğulmuştu. Bu başbuğun ailesiyurtlarını terk ederek Merv şehri civarında bulunan Mahvan köyüne yerleşmişlerdi.Bu defa Türkmen oymağının başına Müslim geçmişti. Emevilerin bu havaliyiistilaları üzerine Müslim bunlarla mücadeleye girişti. Nihayet Müslim Emevîlerineline esir düştü.

 

İşte,Emevîlerin zincirlere vurup Şam’a götürdükleri bu Türkmen başbuğuydu.Müslim’in seviştiği bir genç kız vardı. Sevgilisi Müslim, zincirlere vurulunca bukızcağız deliye dönmüştü. Çünkü o, Müslim’i çok seviyordu. Yaya olarak bukafilenin arkasına takıldı. Yanına aldığı paraları ve mücevherleri dünya malınadüşkün olan Emevî askerlerine vermek suretiyle sevgilisi Müslim’i kurtarmayamuvaffak oldu.

 

Müslim,sevgilisiyle Azerbaycan’a kaçtı. Burada bulunan (İsa bin Makal) adındakiakrabasının yanında saklandı. Müslim bu fedakar kızla evlendi. Bir müddet sonraMüslim Horasan illerinin ne olduğunu anlamak üzere o tarafa gitmeğe karar verdi.Eşini Kayık köyündeki akrabasına bırakarak Horasan illerine doğru yola çıktı..Aylar geçtiği halde Müslim’den bir haber alınamadı. O sıralarda eşi bir oğlançocuk dünyaya getirdi. Adını Abdurrahman koydu. İşte Türk tarihinde büyük birşöhret kazanan Müslimin oğlu, Ebu Müslim-i Horasanî bu çocuktur.

 

AbdurrahmanEbu Müslim, hicretin 100. miladın 722. yılında Azerbaycan’nın Kayık köyündedoğmuştu. Ebu Müslim’in babası, bir daha yuvasına dönemedi. Çünkü onu Emevîvalisi Yezit bin Mehlep yakalatarak idam ettirmişti.

 

Günlergeçti. Ebu Müslim yavuz bir delikanlı oldu. Onun yiğit hallerinden herkes büyük biradam olacağını sezmekte idi. Günün birinde annesinden babasını sordu. Annesi de,“Babanı, Türk illerini esir eden düşmanlar öldürdü!” dedi.

 

Bundansonra, ailenin en kıymetli bir yadigarı olan Oğuzname’yi oğluna uzattı. EbuMüslim, bu destanı başından sonuna kadar dikkatle okudu. İşte Ebu Müslim’i, millibir kahraman yapan bu Oğuzname destanı olmuştur. Bir müddet sonra sevgili annesini dekaybetti. Genç Ebu Müslim, babalığına veda ederek ata yurdu olan Horasan’a döndü.Burada kendisini Ahîler himaye etti ve bir saracın yanına işçi olarak girdi.

 

EbuMüslim, Türkleri esir eden Emevilerin memleketini görmek merakına düştü. Fakatfakir bir işçi olduğundan uzak ellere gidebilmek imkanını bulamadı. Günün birindekarşısına bir fırsat çıktı. Horasan’dan birçok hacı, Mekke’ye gidiyordu. Buhacılar kafilesinde bulunan babasının dostlarından (Süleyman bin Kişim) adındabirisine yalvararak bu kafileye katılmaya muvaffak oldu. Uzun yolculuktan sonra hacılarkafilesi Mekke’ye geldi. Bunlar bir gün Hazret-i Muhammed’in neslinden (Mehmet binAli bin Abdullah bin Abbas)’ı ziyarete gittiler. Ebu Müslim de ziyaretçiler arasındaidi. Yiğit delikanlı Hazret-i Muhammed’in neslinden olan Mehmet bin Ali’nin dikkatnazarını çekti. Onun kim olduğunu sordu Anlattılar. Mehmet bin Ali, Ebu Müslim’egözlerini dikerek:

 

İştebu delikanlı dedi, bu yılın kahramanı olacaktır. Siyah bir bayrak açarak büyük birordu toplayacak, Muhammed neslini mahveden Emevî saltanatını yıkacak, Hazret-iResul’ün neslini başa geçirecektir. Size öğüdüm şudur ki, bu delikanlı ne zamanisyan bayrağını açacak olursa, ona yardıma koşun. Eğer ölüm rüzgarı beniyıkarsa, Ebül Abbas adında bir oğlum vardır Onun etrafında toplanın!

 

Hacılarhaclarını tamamladıktan sonra yurtlarına döndüler. Fakat Ebu Müslim’in ruhundaTürk illerini esaretten kurtarmak, Hazret-i Muhammed nesline zulmedenlerden intikam almakmefkuresi doğdu. Ebu Müslim’e Hazret-i Ömer neslinden (İmam İbrahim) çok yardımdabulunuldu.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 114774 ziyaretçi (241045 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol