M. FEVZİ ÇAKMAK

M. FEVZİ ÇAKMAK
Büyükasker, cumhuriyet ordumuzun Atatürk’ten sonraki tek mareşali 1876 yılındaİstanbul'da, Cihangir'de doğdu. Asker bir ailenin çocuğudur. Soğuk, çeşme AskeriRüştiyesi ve Kuleli İdadisinde okuduktan sonra l898'de kurmay yüzbaşı olaraktahsilini tamamladı. Ordunun çeşitli kademelerinde görev aldı. Birçok savaşlaragirip çıktı. Sakarya zaferi ile mareşal rütbesini aldı. 1944 yılına kadarGenelkurmay Başkanlığı görevindeydi. 1950'de öldü.

 

FevziÇakmak bir asker çocuğu idi. Babası, Miralay Sırrı Bey'di. Çakmakoğulları'ndanSırrı Bey'in üç oğlu da onun yolunda yürümüşlerdi. Biri Manastır'da, diğeriÇanakkale'de şehit düşmüştü. Bu kardeşlerin üçüncüsünün adı Fevzi idi.

 

Kurmayyüzbaşı rütbesiyle ordu saflarına katıldığı zaman önce Erkân-ı HarbiyeDördüncü Şubesi'ne atandı. Sonra da Rumeli'ye tayini çıktı. Balkanlarda geçensekiz yıllık başarılı hizmet sonunda albaylığa yükseldi ÇakmakoğullarındanFevzi Bey. 1908'de Hürriyet ilan edildiği zaman Taşlıca Mutasarrıfı ve 35'ncifırkanın kumandanı idi. Ancak gülünç bir iddia ile, albaylığa terfiinin bir“saray iltiması” olduğu ileri sürülerek rütbesinden iki yıldız geri alındı.Bu düpedüz bir haksızlıktı. Fakat Fevzi Bey mert bir asker ve olgun bir insandı,uğradığı bu haksızlık karşısında dahi bir infial göstermedi. Ancak haksızlıklaelinden alınan yıldızlarını pek kısa bir zamanda yine alnının teri ile gerialmasını bildi.

 

1910yılında Kosova Kolordusu Kurmay Başkanlığı'na, kısa bir süre sonra da GarpKolordusu Kurmay Başkanlığına tayin edildi. Balkan Savaşında Vardar Ordusu ErkânıHarbiye Harekat Şubesi Müdürlüğü görevinde idi. Savaştan sonra merkezi Ankara'dabulunan Beşinci Kolordu Kumandanlığına getirilirken rütbesi büyümüş ve adı daFevzi Paşa olmuştu.

 

BirinciDünya Savaşı başladığı zaman Fevzi Paşa, emrindeki kolordu ile Çanakkale'ninsavunmasına katıldı. Oradan İkinci Kafkas Kolordusu Kumandanlığına tayini çıktı.Koca bir ömür harp alanlarında geçiyordu. Balkanlar'dan Kafkaslar'a kadar uzayan busavaş hayatı daha sonra Suriye'de devam etti. Burada ferikliğe (Korgeneralliğe) terfietti.

 

Mütarekeyimüteakip İstanbul'a tayini çıktı. Bir süre İstanbul Büyük Erkân-ı HarbiyeReisliğinde bulunduktan sonra 1920 yılı başlarında Harbiye Nazırlığı'nagetirildi. Böylelikle Salih Paşa'nın kurduğu hükümette kısa bir süre Nazırlık dayapmış oldu. Bu makamı işgal ederken, Anadolu'ya askeri eşya ve cephane göndermeksuretiyle Milli Mücadele'ye büyük katkılarda bulundu. Bu millî harekât aleyhindeşiddetli tedbirler almak üzere iktidara getirilen Damat Ferit Paşa kabinesininkurulmasından önce Harbiye Nazırlığı görevinden ayrıldı. Doğruca Ankara'yagiderek millî harekete katıldı.

 

1920yılı Nisan ayında Ankara'ya gelen Fevzi Paşa, bir ay sonra Ankara Hükümeti'ninMillî Müdafaa Vekilliği'ne getirilirken Vekiller heyetine de reis oldu.

 

İkinciİnönü zaferini mütekaip orgeneral rütbesi verilen Fevzi Paşa 1921 yılındaErkân-ı Harbiye Reis Vekili oldu. 1922 yılı Temmuz ayına kadar on bir ay süre ile buvazifede ve Vekiller Heyeti Reisliği'nde kaldı.

 

Sakarya'dakazanılan büyük zaferdeki üstün hizmetlerinden ötürü Birinci Ferik (Orgeneral)Fezvi Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararı ile Müşir (Mareşal) rütbesinialdı.

 

MareşalFevzi Çakmak büyük zafer ve cumhuriyetin ilanından sonra Genelkurmay Başkanıoldu.Yalnız ordunun değil, bütün bir milletin en sevip saydığı bir insandı da.Benliğini saran engin tevazu, sürdürdüğü alabildiğine sade ve tertemiz özelhayatı ona ayrı bir özellik vermekteydi. Bir sembol, bir bayrak olmuştu milletinkalbinde.

 

12Ocak 1944 günü yalnız binbir şan ve şerefle dolu askerlik yaşantısının değil,hayatının da en hazin gününü yaşadı Mareşal Fevzi Çakmak. O gün, emekliyesevkedilmişti. 55 yıl sırtında şerefle taşıdığı üniformasına veda günüydü ogün...

 

GenelkurmayBaşkanlığı görevine ve vücudunun bir parçası olmuş bulunan ünifarmasına vedaetti. Bir süre evinde sakin bir hayat yaşadı. Memleket çok partili bir devreye girinceo sıralarda kurulmuş bulunan Millet Partisi'ne girdi. Demokrasi mücadelesine katıldı.

 

Sembolleşmiş insan,büyük asker Mareşal Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950 günü İstanbul'da hayata gözleriniyumdu. Vefatı memlekette öylesine içten kopup gelen büyük bir üzüntü yaratmıştıki, İstanbul Radyosu'nun müzik neşriyatını kesmemesi yüzünden radyo evi önündeiki gün süre ile büyük nümayişler yapıldı.

 

Ve cenazesi 12 Nisan1950 günü mahşerî bir kalabalığın da katılmasıyla kaldırıldı. Eyüp Sultankabristanında toprağa verildi.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 115614 ziyaretçi (242308 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol