ERTUĞRUL GAZİ

ERTUĞRUL GAZİ



SüleymanŞah’ın oğlu Ertuğrul Gazi, Osmanlı Devletinin kuruluşunda büyük hizmetlerigörülmüş bir şahsiyettir. Ertuğrul, babası gibi yiğit bir insandı.

 

SüleymanŞah, Fırat Nehrinde boğulunca, kardeşi Dündar’la birlikte Kayıhan Aşiretinin birkısmını alarak, Urfa yolu ile, Diyarbakır’dan geçerek Erzurum civarında bulunanPasinler ovasındaki Sürmeli Çukur yaylasına gelip, konakladı. Pasinler ovasıErzurum’un altı saat kadar doğusunda olup, merkezi Hasankale kasabasıdır.

 

ErtuğrulGazi’nin başında Horasani bir kavuk, üzerinde ince tellerle örülü bir zırh,ayaklarında mavi çizme vardı. Arkasında tirkeşi ve elinde daima bir palasıbulunurdu. Ertuğrul uzun boylu, geniş omuzlu, sert bakışlı bir askerdi.

 

Tuğrul,akbabaya benzer gagasıyla ve pençeleri çelikten esatiri bir kuştur. Avcıkuşlarının padişahı olduğu kabul edilir. Tuğrul, Oğuzların Talas kabilesinin birtotemi idi. Bu Tuğrul kelimesine bir (er) ilavesiyle Ertuğrul adı meydana gelmiştir.Ertuğrul, doğru kalpli adam anlamına gelmektedir.

 

ErtuğrulGazi’nin başbuğluk ettiği Kayıhaniler Aşiretinde dört çeşit askeri kuvvetvardı. Bu kuvvetler Gaziler Alayı, Ahiler Alayı, Abdallar Alayı ve Bacılar Alayıidi. Gaziler, serdengeçtiler; Ahiler, sanatkarların yiğit alayları; Abdallar iseAlevî tarikatlarına mensup alaylar ve Bacılar da kadın alayları idi. KayıhanilerAşireti bu hali ile tam teşkilatlı seyyar bir site idi. Ayrıca aşiretin içindeHorasan Erenleri denilen alimler de bulunmakta idi.

 

Kayıhaniler,Sürmeliçukur bölgesinde tam iki yıl kaldılar. Buradan kalkarak Kayseri’ye ve dahasonra da Ankara’ya gelerek Karacadağ mevkiine yerleştiler. KayıhanilerinKaracadağı’na gelişleri hakkında Müneccimbaşı Derviş Ahmet’in yazdığıCâmiü’d-Devle adlı tarihte şu bilgi verilmektedir:

 

“Kayıhaniler,Ankara civarında bulunan Karacadağ’a geldikleri sırada reisleri “Kayı Alp” idi.Bu aşiret, burada Çağbalık’a geldiler. Burada Kayı Alp öldü. Yerine “SarkukAlp” geçti. Bu da Kırşehir civarında Karahöyük’de öldü. Bunun yerine “GökAlp” geçti. Bu da Şaraphane mevkiinde öldü. Bunun yerine “Gündüz Alp” geçerekKayıları uç taraflarına yerleştirdi. Bu da Söğüt civarında öldü. Yerine oğluErtuğrul kabilesinin reisi oldu. Rumlarla birçok harpler yaptı...”

 

Bubilgilere göre, Ertuğrul’un babası Süleyman Şah değil, Gündüz Alp’tir. YineRûhî Tarihi sağlam bilgi veriyorsa Ertuğrul Gazi’nin babasının adını GündüzAlp olarak kabul etmek gerekmektedir. Fakat kaynaklar, babasının Süleyman Şaholduğunu kaydetmektedirler. Suriye hududumuzda bir de Süleyman Şah’ın mezarımevcuttur. Belki Süleyman Şah, Ertuğrul’un atalarından biridir.

 

Kayılar.Ankara’daki Karacadağ yaylasına 29 Ekim 1231 tarihinde yerleşmişlerdi. Bu topraklarAnadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat’a aitti. Bir müddet sonra Ertuğruloğlu Sarubalı’yı, Sultan Alaeddin’e gönderdi.

 

Sarubalı’yıbazı tarihçiler (Savcı), (Sarıyatı), (Sarıbatı) diye de kaydetmişlerdir. SultanAlaeddin, Sarubalı’ya, “Biz ne zaman Moğollarla savaşa girişirsek bize yardımdabulunursanız, buna mükafat olarak sizi uç beyi tayin ederim”, diye bir vaattebulundu.

 

O yıl Moğol ordusu Sivas’a doğru ilerlemekte idi.Nihayet Selçuklularla Moğol ordusu Sivas’ın Hafikkale civarında savaşa tutuştular.Ertuğrul bu harbi duyar duymaz kuvvetlerini alarak o tarafa gitti. Bir dağın yamacındaiki ordunun çarpıştığını seyrettiler. Bunlardan bir taraf yenilmek üzere, diğertaraf da galip gelmekte idi. Bunu gören Ertuğrul Gazi maiyetindeki Koç yiğitlerinededi ki:
Yiğitlerim hangi tarafı tutalım?
Bu soru üzerine kardeşi Dündür:
Galip tarafa geçelim... Onların zafer ganimetlerinden istifade ederiz... dedi.
Ertuğrul kaşlarını çatarak:
Türkünşanına, ancak mağlup olanlara yardım etmek düşer. Galibe yardım etmek ise insana neşeref kazandırır, ne de mal... dedi.

 

Derhalmağluplara yardıma karar verildi. Kayı yiğitleri dağdan bir çığ gibi harpmeydanına daldılar. Kılıçlar oynadı, oklar çekildi, kavga yeniden kızıştı. Çokgeçmeden galipler mağlup duruma düştüler. Meğer ilk mağlup olanlar Selçuklularimiş. Bunları kısa bir zamanda galip bir duruma geçtiler, Moğollar ise perişan birhalde kaçtılar.

 

Kayılarınbu yardımlarından Sultan Alaeddin çok memnun oldu. Kayı aşiretinin beyi olarakErtuğrul’u tanıdı. Sultan Alaeddin. Ertuğrul Gazi’yi, Bizans hududuna uçbeyitayin etti. Kayı kabilesine Söğüt kasabasını kışlak, Domaniç yaylasını dayaylak olarak verdi. Ertuğrul Gazi, Karacadağ’dan Kayı aşiretini alarak Söğüt’egeldi.

 

ErtuğrulGazi, çok geçmeden, maiyetindeki kılıç erleri ile Bizanslılarla savaşa girişti.Bizanslılara ait, Sultanönü bölgesi ile Karacahisar’ı fethetti. Bu zaferleri duyanAnadolu’nun muhtelif bölgelerindeki kılıç erleri, Ertuğrul’un etrafındatoplandılar. Hudut boyu serdengeçti akıncılarla doldu.

 

Ertuğrul’undeğerli kumandanları şunlardı: Akçakoca, Konuralp, Turgut Alp, Saltuk Alp, Aykut Alp,Samsa Çavuş, Hasan Alp, Karamürsel, Akbaş, Kocaoğlan... Bu kumandanlar kuvvetleri ilegece–gündüz demeden Bizans’a doğru akınlarına devam ettiler.

 

ErtuğrulGazi, bir gece bir rüya gördü. Rüyada, “göbeğinden bir pınar fışkırdı... Buçıkan sular çoğalarak bir deniz halini aldı... Bu deniz, bütün dünyayıkapladı...”.

 

Seninbir oğlun olacak; bu oğul bir devlet kurup, saltanatı ile dünyayı sarsacaktır....dedi.

 

Nitekimo yıl içinde Ertuğrul’un karısı Hayme Ana, bir oğlan çocuk doğurdu. Bu çocuğunadını Otman koydular. Sonradan Otman, “Osman” adı ile anıldı. Ertuğrul’undiğer oğulları Sarubalı ile Gündüz Alp’tir. Küçük Osman, Söğüt kasabasındakılıç erleri arasında büyüdü. Beş yaşına geldiği zaman, bir gün babası onu,Konya’ya beraberinde götürdü. O gün Hazret-i Mevlânâ’yı ziyarete gittiler.Lakin o gün Mevlânâ pek üzgündü. Ertuğrul’u ve yanındaki oğlunu görünceşöyle deki:

 

SultanAlaeddin, Baba İshak’ı kendine baba yaptıysa, ben de bu küçüğü kendime evlatedindim.

 

Mevlânâ;Osman’ı sevdi ve ona hayır duada bulundu. Ravzatü’l-Ebrar adlı tarihte, Ertuğrulhakkında şu malumat yazılıdır:

 

Ertuğrul Gazi, Söğüt’te oturuyordu. Bir gün köyleridolaşmaya çıkmıştı. Akşam olunca İtburnu köyünde bulunan ulemâdan bir zâtınevinde misafir kaldı. Ev sahibi Ertuğrul’a fazlaca ikramda bulundu. Ertuğrul, geceyatacağı zaman rafta bulunan bir kitabı görüp, sordu:

 

Bukitap nedir? Diye sordu. Ev sahibi:

 

Bukitap, Tanrı tarafından Hazret-i Muhammed vasıtası ile, insanlara doğru yolugöstermek üzere gönderilen Kur’an-ı Kerîm’dir...dedi ve odadan çıkıp gitti.

 

Ertuğrul,serilmiş yatağa yatmayıp, Kur’an-ı Kerim’in önünde el bağlayıp, sabaha kadarayakta durdu. Ancak güneş doğarken yatağa girdi. Uyur uyumaz bir rüya gördü.Rüyasında bir pîr ona:

 

Sen,Tanrı sözü olan Kur’an-ı Kerîm’e halis bir kalp ile saygı gösterdin; bununiçin sana mükafat olarak evlat ve torunlarına padişahlık verildi. Bütün neslin azizolsun... dedi.

 

Ertuğrul,bu sözlerin dehşetinden uyandı. Ev sahibine de bu rüyasını anlattı. OsmanlıDevletinin Kuruluşu adlı bir eser yazan İngiliz tarihçisi Gibbons, bu hadiseyi elealarak, Ertuğrul Gazi’nin Müslüman olmayıp, Şaman dininde olduğunu yazmaktadır.Halbuki bu fikir yanlıştır.

 

ErtuğrulGazi, hudut boyunda Bizanslılarla durmadan savaştı. Fakat kılıcının hakkı olarakkazandığı bu yerleri Selçuk Sultanına verdi.

 

ErtuğrulGazi, bu savaşları ile Osmanlı Devletinin arsasını hazırlamıştı. Ertuğrul,artık iyice ihtiyarlamış, işlerini büyük oğlu Gündüz Alp’e bırakmıştı.Küçük oğlu Osman da, serhat boylarında düşmanlarla çarpışmakta idi.

 

Nihayether fani gibi, Ertuğrul Gazi de 1281 tarihinde 92 yaşında vefat etti. Ona,Söğüt’te güzel bir yaptılar. Her yıl, Eylül aylarında Söğütlüler, ErtuğrulGazi için bir tören yaparak türbesini ziyaret etmektedirler.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 115622 ziyaretçi (242378 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol