SÜLEYMAN ŞAH

SÜLEYMAN ŞAH

 

OsmanlıTürkleri, Oğuzların Bozok kolundan Kayı boyuna mensupturlar. Kayıhan, Günhan’ınoğludur. Kayı kelimesi ise dağdan inen sel, tipi, çığ manasına gelmektedir.

 

Oğuzlar, OğuzHan’ın neslinden gelen en temiz bir soydur. Bunlar Müslümanlığı kabul edince,Türkmen adıyla adlandırılırlar. Türkler, Avrupalı kavimler gibi beyaz ırkamensupturlar. Moğollarla katiyen bir alakaları yoktur. Oğuz Türkleri beyaz tenli,kumral saçlı, ela gözlü, kuvvetli vücutlu yüksek ahlaka sahip insanlardır.Hürriyet ve istiklallerine aşık bir millet olduklarından, tarihin hiçbir devrinde,esaret boyunduruğuna girmemişlerdir.

 

Oğuzların cihantarihinde devletleri 3000 yıldan beri devam etmektedir. Oğuz Türkleri, Hun Türkleri,Göktürk İmparatorluğu, Selçuklu İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu olmaküzere devamlı olarak dört büyük imparatorluk kurmuşlardır. İlk üç imparatorluğuÇinliler ve Moğollar, daimi akınlarıyla yıkınca bu defa Oğuz Türkleri Osmanlıİmparatorluğunu kurdular.

 

OsmanlıDevleti’ni kuran Türklerin atası Kayaalp oğlu Süleyman Şah’tır. OsmanlılarınOğuz Han’a kadar şu silsilenameleri eski yazma tarihlerde kayıtlıdır. OsmanGazi’den itibaren Ertuğrul, Süleyman Şah, Kayaalp, Kızılboğa, Baytar, Iğla,Kutluğ, Doğan, Kaytun, Sungur Tekin, Bakı, Sunka, Yakı Timur, Basak, Göktürk, OğuzHan, Kara Han olmak üzere şecereleri devam etmektedir. Bu şecere 155 batın olarakkabul edilmektedir.

 

OsmanlıOğuz Türklerinin ana yurtları Orta Asya’da bulunan Tanrı Dağı yöresi idi. Bu üstyurda Türkler “Günortaç”, doğu taraflarına “Hatay”, batı taraflarına“Horasan”, kuzeylerine de ”Kıpçak” illeri denilirdi. Bütün yurtlarınıntümünde de “Turan” ülkesi adını vermişlerdi. İstiklal ve hakimiyetmefkurelerinin adı da “Kızıl Elma” olup, müstakbel bir vatanın ideali idi.

 

Türkdilini konuşan bütün oba, oymak ve boylara genel olarak Türk derlerdi. Türk kelimesi,kuvvetli ve güzel manasına gelmektedir. Oğuz kelimesi ise kutlu kabilelermanasınadır. Asil soydan gelen Oğuzlara Budun dillerini konuşan ve kültürlerinikabul eden kavimlere de Ulus derlerdi. Budun’lara Akkemik, Ulus’lara da Karakemik adıverilirdi.

 

Türklerana cevherin muhafazasına çok dikkat ederlerdi. Çünkü devlet kuran, hakimiyetsağlayanlar asil kanı taşıyanlardı. Hakimiyetlerine aldıkları kavimlerle kanbağından çekinirlerdi. Fakat onları dinlerinde ve dillerinde serbest bırakırlardı.

 

Hükümdarlık,kumandanlık, idarecilik yalnız Türklere verilir, diğer kavimler yalnız ticaretişlerinde serbest bırakılırdı. Bütün tarih boyunca varlıklarını, dillerinimuhafaza etmekle koruyabilmişlerdir.

 

OrtaAsya’da bir kol olarak yaşayan ve beyaz tenli olan Türkler, Asya kavimlerinin enmedenîsi ve ahlakça da en üstün birer Asya centilmeniydiler. Türkleringüzelliklerine bütün Asyalı kavimler hayrandırlar. Türkmen güzeli ilahi birgüzellik sembolüdür.

 

Türklerinilk büyük devletini Günortaç elinde Oğuz Han kurdu. Bu devlete Hun İmparatorluğudenildi. Fakat bu devlete Oğuz Devleti demek daha doğrudur. Bu devlet Kore’den HazarDenizi’ne kadar geniş topraklarda 26 devleti idaresine aldı. Fakat bu imparatorlukÇinlilerin tazyiki ile yıkıldı.

 

Budevletin yerine VI. Asırda “Bumin Han”, Göktürk İmparatorluğunu kurdu. Bunlar,ilk öz Türkçe kitabeler bırakan bir Türk kavmidir. Bu dikili taşlara OrhunKitabeleri adı verilmektedir. Bu devleti de Çinliler yıktılar. Fakat Göktürklerinbir kolu olan Uygurlar bir devlet kurarak, Türk hakimiyet ve medeniyetini devamettirdiler.

 

Uygurlardünyada ilk defa matbaayı icat eden ve kağıdı bulan bir Türk kavmidir. 840 tarihindeUygurların tazyiki ile Oğuzların büyük kitleleri Horasan iline yerleştiler. Bubölge Seyhun ve Ceyhun nehirleriyle Hazar Denizi arasında kalan arazidir. Araplar bubölgeye Maveraünnehir adını vermişlerdir. Oğuzların bir kısmı Rusya ovalarınıaşarak Balkanlara ve bir kısmı da Bizanslılar zamanında Anadolu’ya geldiler. Fakatbunların hepsi Hıristiyanlığı kabul ettiler.

 

Ancakbalkanlara yerleşen Oğuzlar; Bulgarlar, Sırplar ve Boşnaklara karıştılar. Horasanillerine yerleşen büyük Oğuz kitleleri göçer evli olarak yaşıyorlardı. AraplarHorasan illerini istila ederek bu zengin ülkeyi yağmaya koyuldular. Oğuz TürkleriAraplara hakim olmak emeliyle X. asırda kütleler halinde Müslümanlığı kabulettiler.

 

ArtıkOğuz Türkleri; Güneş, Ay ve Çobanyıldızı’na ibadet edilen Şamanizm dinindenİslam dinine girdiler. Cenab-ı Hakkın birliğine Hazret-i Muhammed’in elçi olduğunave Kur’an-ı Kerim’e inandılar.

 

İştebu Müslüman Oğuzların “Kınık” kabilesi başbuğlarından Selçuk Han, Selçukluİmparatorluğunu kurdu. Ön Asya ve Avrupa siyasi tarihinde büyük roller oynayanMüslüman Türklerin hakimiyeti meydana geldi. Selçuklu İmparatorluğu Horasan, İran,Arabistan ve Anadolu’yu fethederek, büyük bir Müslüman imparatorluğu oldu.Selçuklu Türkleri, Arap kavimlerine hakim olmakla beraber, Müslümanlık adına Avrupakıtasından gelen Haçlı ordularıyla çarpıştılar. İran ve Anadolu’da yüksek birTürk medeniyeti meydana getirdiler. Nihayet Selçuklu Devleti, XIV. asrın başındaMoğolların tazyiki ile yıkıldı. İşte bu devletin yerine de Oğuzların bir koluolan Kayhan kabilesi Osmanlı İmparatorluğunu kurmağa muvaffak oldu.

 

OğuzlarınKayihaniler kabilesi, Horasan ilinin Mahan ovasında bulunan Merv şehri dolaylarınayerleşmişlerdi. Kayihaniler birçok oba ve oymaklardan oluşan büyük bir Oğuzaşiretiydi. Bunlar göçebe değil, göçer-evliydiler. Yani bu aşiret tam teşkilatlıbir seyyar site halinde bulunmaktaydı.

 

Oğuzlarınsosyal bünyeleri üçe ayrılmaktadır. Bir kısım Oğuzlar toprağa bağlıçiftçiler, ikinci büyük kısım ise sürü sahibi yörükler, bir kısmı da muhtelifsanat kollarıyla meşgul olan sanatkar Türklerdi. Sanatkarlar ve esnaf kısmı ahîlikteşkilatına bağlıydılar. Bu aşirette ayrıca “Horasan Erenleri” denilen alimlerve “Başbuğ” denilen kumandanlar da bulunmaktaydı.

 

Oğuzlarınbaşında Han dedikleri devlet reislikleri bulunmaktaydı. Han olabilmek için ana vebabanın Türkmen olması lazımdı. Türk babadan gelen şehzadelere “Tekin”, Türkanadan gelen han kızlarına da “İnal” denilirdi. İşte ancak bu töreye uygunolanlar han veya hakan olabilirlerdi. Bu gelenek Osmanlı Türklerinde Kanuni SultanSüleyman’a kadar devam etti. Bu Oğuz aşiretinde birçok da saz şairleri vardı.Bunlara ozan adı verilirdi. Ellerindeki sazlarına da Kopuz denilirdi. Ozanlar milligünlerde Oğuzname’den parçalar okurlardı. Milli bayramlarına da Şölen adıverilirdi; o gün yemek yenir ve kımız içilerek eğlenilirdi.

 

Horasanilinde Selçuklulardan sonra Harzemşahlar saltanat sürmüşlerdi. İşte, o zamanlarKayıhan aşiretinin başbuğu Kayaalp oğlu Süleyman Şah idi

 

Kayihaniler,Mahan ovasında mesut yaşıyorlardı. Fakat Orta Asya’da devlet kuran Moğol Han’ıCengiz; büyük bir ordu ile bütün batı Türkeli’ni istila etti. Harzemşahlarlakanlı savaşlara girişti. Türk Ellerinin zengin şehirlerini yağma edip halkıişkencelerle katle başladı.

 

Şerefnameadlı tarihte şunlar yazılıdır:

 

“Osmanlılar; Selçuklular gibi Oğuzlara mensuptur.Bunlar Horasan’dan Anadolu’ya gelmişlerdir. Bunların bu tarafa gelişlerindekisebep, Cengiz Han’ın zulümleri yüzünden bu havalinin darmadağın olmasıdır.Bütün musibetler her tarafı sardı. Bu felaketi her taraf duydu...”

 

Habibü’s-Siyeradlı eserde de şunlar yazılıdır:

 

“Cengiz Han, Merv şehrinde bir katliam yaptırdı. Seyitİzzeddin adında birisi Merv şehrindeki ölülerin sayılmasına memur edildi. Yanınabirkaç katip de verildi. Ölülerin sayılması on altı gün devam etti; 300.000 ölüsayıldı. Bu, korkunç bir manzaraydı. Güzel kızlar ve çocuklar esir edildi. Diğerşehirlerde her askerine 25 kişi düşmek suretiyle taksim ederek halkıkatlettirdi...”

 

1220tarihinde Horasan Elleri, Cengiz Han’ın vahşetiyle kana boyanırken Süleyman Şah,50.000 hane Türkmeni yanına alarak konak konak ilerlemek suretiyle Van Gölücivarındaki Ahlat şehrine geldi. Beraberinde 80.000 yiğit asker vardı. O zamanlarAhlat’ta Türkler oturmaktaydı. Hükümdarları “Balaban Bey” di. Bu durumHorasan’dan Anadolu’ya umumi bir göç idi.

 

SüleymanŞah, aşiretiyle beraber 25 Şubat 1221 tarihinde Ahlat’tan kalkarak Erzincantaraflarına doğru yola çıktı. Amasya’da birkaç gün kalarak bu bölgede bulunanGürcüler ve diğer kavimlerle savaştı. Fakat bu ülkede büyük bir mera bulamadı.

 

O sıralarda Halep’te bulunan Eyyubî Devleti şubelerindenbir hükümdar, Haçlılarla çarpışmak üzere Süleyman Şah’ı Halep’e davet etti.Kayaalp oğlu Süleyman Şah, bütün ağırlıklarıyla ve oymaklarıyla beraberAmasya’dan yola çıktı. Elbistan taraflarından ilerliyordu. Nihayet önlerine FıratNehri çıktı. Bu nehrin geçitlerini bilmiyorlardı. Süleyman Şah atını FıratNehrinin akarsularına sürdü. Fakat atı bu coşkun suyun akıntısına mukavemetedemedi.

 

SüleymanŞah da ayağını üzengiden kurtaramadı. Sular Türk’ün atası Süleyman Şah’ıalıp gitti. Birkaç defa atıyla batıp çıktıysa da onu kurtaramadılar. Aşirethalkı feryada başladılar.

 

SüleymanŞah boğulmuştu. Askerler onun cesedini sudan çıkardılar. Onu, otağına koyarak,etrafında dokuz defa dönmek suretiyle gözyaşları içinde yas tutular. Bütün aşirethalkı, babasız kalan çocuklar gibi gurbet ellerinde mahzun kaldılar. SüleymanŞah’ın cesedini Raka kasabası civarında bulanan Caber Kalesi’nin önüne birtürbe yaparak oraya defnettiler.

 

Busuretle Süleyman Şah, 10 Kasım 1228 tarihinde bu türbeye gömüldü. O zamanlar bumezara “Türk Mezarı” adını verdiler. Öldüğü zaman altmış yaşındaydı.Asıl adının Türkçe Sülemiş olması ihtimali çok kuvvetlidir. Süleyman Şah’ınmezarı, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti topraklarına verilmiştir.

 

SüleymanŞah’ın beklenilmeyen bu ölümü karşısında Kayı’lar şaşırıp kaldılar.Kubur adlı bir su başında konakladılar. Oğulları arasında bir anlaşmazlıkçıktı. Dört oğlundan Sungur tekin, Gündoğdu; Horasan iline gitmeye karar verip otarafa gittiler. Diğer oğullarından Dündar ve Ertuğrul ise dört yüz kırk dörthane halkını alarak Erzurum civarındaki Pasinler ovasındaki Sürmeliçukur’a giderekyaylak kurdular. Bir müddet sonra da Ankara’ya gelerek Karacadağ’a yerleştiler.Arkasından Ertuğrul Gazi, Anadolu Selçuklu Sultanı tarafından Söğüt’e Uçbeyitayin olundu. Onun oğlu Osman Bey de Osmanlı Devletini kurdu.

 

Oğuzların, atalarımız olan Kayihanîler aşiretiniAnadolu’ya getirip yerleştiren Süleyman Şahtır.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 116761 ziyaretçi (244656 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol