NASREDDİN HOCA

NASREDDİN HOCA




 


Türk esprisinin büyük zekâsı, tanınmış halkfilozofumuz Nasreddin Hoca'yı, yalnız Türk toplumu değil, doğudan batıya her milletsever. Herkes, bu büyük halk filozofunun her devirde aktüalitesini koruyan, güzel fıkralarınahayrandır.

Tarihî kaynakların verdiği bilgilere göre,Nasreddin Hoca, Anadolu Selçukluları devrinde, 1206 yılında, bugün Eskişehir'e bağlıSivrihisar ilçesinin Hortu köyünde doğmuştur. İlk öğrenimini Hortu'da bir sürebabası Abdullah Hoca'nın medresesinde yapmış, çocukluk yıllarını Hortu' da geçirmiştir.Söylentilere ve onun gerçek fıkralarından çıkarılan sonuçlara göre, Hortu'da çıkankıtlık yüzünden ailesi ile birlikte Sivrihisar'a yerleşmiş, öğrenimini burada sürdürmüştür.

Sivrihisar, o zamanlarSelçuklu devrinin küçük, fakat şirin bir kasabasıdır. Küçük Nasreddin, minareyiilk kez burada görmüş, arkadaşlarıyla hamama gitmiş, bahçelerden çağla yolmuştu.Onun, hamamdayken yumurtladıklarını söyleyen çocuklara karşı horoz taklidi yapması,ağaçtan meyve çalarken bahçe sahibinin yakalaması, (Ağaçta ne yapıyorsun?)sorusuna (Ben bülbülüm) diyerek bülbül gibi ötmesi, sonra da bahçe sahibine (kusurabakma, acemi bülbül bu kadar öter) cevabını vermesi, Sivrihisar'daki çocukluk anılarıarasındadır. Nasreddin Hoca bir zaman sonra, öğrenimini ilerletmek amacıyla, başşehirKonya'ya yolcu olmuştur.

Nasreddin Hoca,Konya'da bir medreseye yerleşmiş ve öğrenimine başlamıştır. O günlerde başındanbir olay geçer. Şehirde bıçak taşıma yasağı vardır. Bir gece şehrin Subaşı'sı,Nasreddin Hoca'nın üzerinde koca bir kasatura bulunca, Nasreddin: (Kusura bakmayın!.Ben medrese öğrencisiyim. Bu kasatura ile de kitaplardaki yanlışları kazırım.) diyeözür diler. Subaşı'nın: (Bir yanlış için bu kadar uzun kasaturaya ne lüzum var?)demesi üzerine en güzel cevabı verir: (Kitaplarda bazen öyle yanlışlar var ki, bukasatura bile az gelir!).

Nasreddin Hoca'nınKonya'da medrese öğrenimini tamamladıktan sonra, bir ara gölge kadılığı yaptığınıgörüyoruz. Gölge kadıları, tecrübeli hâkimlerin yanında çalışan ve bazı küçükdavalara bakan kadı adaylarıdır. Odun kıran bir adamın karşısında (hınk) diyenbirinin oduncudan hak istemesi, vermeyince mahkemeye baş vurması, Nasreddin'in bu davayıgörürken, bir kese parayı şıngırdatarak: (Hadi sen de paraların sesini al) diye hükümvermesi, onun kadılık günlerindeki anılarından biridir.

Bir süre sonra kadılıktanayrılan, üstadı, büyük bilgin Seyid Mahmud Hayranî'nin Akşehir'e yerleşmesiyleKonya'yı terk eden ve Akşehir'e göçen Nasreddin Hoca, artık kişiliğini bulmaya veusta bir sosyolog gözüyle olaylara neşter vurmaya başlar.
Nasreddin Hoca'yı bundan sonra, Akşehir'de gösterişsiz yaşantısı içinde, dert çeken,uman, isteyen, efkârlanan, sonunda efkârını bir nüktede boğan bir halk adamı olarakgörüyoruz.

Bir ziyafete yeni kürküylegitmiş. gördüğü itibar üzerine (Ye kürküm ye!.) deyişinde insanı yalnızca dışgörünüşü ile değerlendiren toplumun, doğuran kazan hikâyesinde aç gözlülüğün,Akşehir Gölü'ne yoğurt çalarken: (Göl yoğurt tutar mı?) diyenlere karşı: (Ya birtutarsa!.) cevabındaki gerçek yönleri...

Bir gün kürsüyeçıkıp ta: (Ey ahali ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?) diye sorduğunda, çevresindekilerdenbazılarının "biliyoruz" bazılarının da "bilmiyoruz" cevabınıvermeleri üzerine: (O halde bilenler bilmeyenlere öğretsin!.) diyerek kürsüdeninmesi, az ders mi insanoğluna? Eğitimin temel yapısı, bilenin bilmeyene öğretmesidemek değil midir?
Akşehir'deyken Moğol şehzadesi Keygatu ile aralarında geçen, sonraları yanlışlıklaTimur'a mal edilen olaylar, pek iyi bilinen fil hikâyeleri, Akşehir'de medrese hocalığıyaptığı günlerde tanınmış mollası İmad ve yanından hiç ayırmadığı sevgili eşeğiBozoğlan, Nasreddin Hoca'nın yaşantısında önemini her zaman korumuştur.

Eşeğinden düştüğüzaman gülenlere: (Ne gülüyorsunuz yahu, düşmeseydim zaten inecektim) deyişi, yitirdiğieşeğini türkü söyleye söyleye ararken, bunun nedenini soranlara: (Bir umudum şu dağınardında, orada da bulamazsam, o zaman seyredin bendeki ağıtı...) cevabını vermesi,onun renkli ve çok yönlü yaşantısının anekdotları arasında yer alır.

Nasreddin Hoca, Akşehir'deevlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştır. Onun iki kızından Fatma Hatun ile Dürr-üMelek'in mezar taşları, son yıllarda bulunmuş ve Akşehir Müzesine kaldırılmıştır.

Hani bir fıkrasıvardır. Nasreddin Hoca bir gün, çeşmeden su doldurması için kızlarından birinineline bir testi verir, sonra da testiyi kırmaması için sıkı sıkı tembih ederek yanağınabir tokat indirir. Bunu görenler Hoca'ya çıkışırlar (Kızın ne suçu vardı datokatladın?) Hoca'nın cevabı ibret vericidir: (Testiyi kırmaması için... Kırdıktansonra, tokat atmışım, atmamışım ne önemi var? Önceden vurursam, dikkat eder, kırmaz...)Mezar taşlarının birinin üzerinde Dürr-ü Melek'in resmi de bulunmaktadır.

Nasreddin Hoca, yaşınınseksene yaklaştığı bir sırada, 1284 yılında Akşehir'de ölmüş, mezarı üzerinealtı sütuna oturan kubbeli bir türbe yaptırılmıştır. Kubbenin altında, NasreddinHoca'ya ait mermer bir sanduka görülür. Bu sandukanın baş tarafındaki kitabede,Hoca'nın ölüm tarihi olan 683 Hicri yılı, tuhaflık olsun diye ters yazılmıştır.Burada, her yönü açık olan Türbeyi kilitleyen Selçuklu devri kilidi, bir sembololarak yer alır.
Nasreddin Hoca'nın ölümü, onun yeniden doğumu olmuştur. Onun, toplumun temelineoturan sağlam fikir yapısı, her geçen yılla geçerli olmuş, yüzyıllar onu daha dinç,daha diri yapmış, şöhreti, Türkiye sınırlarını da aşarak dünyayı sarmıştır.Nasreddin Hoca bugün tüm insanlığın malıdır.

Akşehirliler, çoksevdikleri Nasreddin Hocaları için her yıl Temmuz ayında festivaller düzenler. Bufestivallerde, Nasreddin Hoca'nın ağzından bir türlü huzura kavuşamayan dünyamıza,iyilik ve mutluluk mesajları yayınlanır.


ARİF ERTÜRK
 
selamunaleyküm.ARİF ERTÜRK
HACE AHMET YESEVİ
 
BAŞINA SARIK BAĞLAR,
KENDİNE MÜRİT ARAR,
İLMİ YOK NEYE YARAR,
AHİR ZAMAN ŞEYHLERİ..
YUNUS EMRE
 
EMEKSİZ ZENGİN OLANIN,
KİTAPSIZ BİLGİN OLANIN,
SERMAYESİ DİN OLANIN,
REHBERİ ŞEYTAN OLMUŞTUR.
 
SİTEMİZİ ZİYARET EDEN 114790 ziyaretçi (241124 klik) KİŞİ BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol